İki eski arkadaşın konsere gitmesi illegal bir şey değil. | Open Subtitles | فقط صديقين قديمين في حفل غنائي إنه ليس مخالف القانون |
Bu, iki eski CD'nin arasına lastik koyarak yapılmış büyük bir disk makara. | TED | هذه بكرة ضخمة مشكلة من مزاوجة بين قرصين مضغوطين قديمين. |
Ooh, iki eski sevgili. Kulağa biraz klostrofobik geliyor. | Open Subtitles | صديقتين حميمتين سابقتين يبدو الأمر خانقا قليلا |
İki eski eşim ve üç çocuğum var. | Open Subtitles | أنا لدي زوجتين سابقتين وثلاثة أطفال |
Fakat sürünen iki eski tüccarı sürekli memnun eder ve onları yüksek kademelere çıkarır. | Open Subtitles | غير أن ارضاء بائعين سابقين سيكون عقبة كبيرة في الحقيقة. |
İki hafta önce ülke çapında patlak veren bu hikâye şu an özel dedektiflik yapan iki eski polis memurunun birkaç haber ajansına ve devlet kurumuna bilgi göndermesiyle ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | القصة التي صدمت العالم قبل أسبوعين مضت عندما قام ضابطا شرطة سابقين يعملان الآن كمحققين خاصين |
Bazen yıldızlar iki eski arkadaşın bir araya gelmesi için hizalanır. | Open Subtitles | احياناً تتصطف النجوم من أجل اصدقاء قدامى أصبحوا معاً |
İki eski karım da ona gitmem için bana yalvardı. Bu konuyla bana duydukları nefret, tek ortak noktalarıydı. | Open Subtitles | زوجتيّ السابقتين توسلتا إليّ لنذهب إليه هذا وكرههما ليّ هما العاملان المشتركان بينهما |
İki eski eş ve kindar bir kızın olduğu hayat bir cep bilgisayarı tarafından yoluna koyulamaz. | Open Subtitles | زوجتان سابقان و ابنة حقودة لا يمكن اصلاحهم بـ بويزنبيري |
Dün gece iki eski dost, zor zamanlarında birbirine yardım etti. Hepsi bu. | Open Subtitles | ما حدث ليلة أمس كان صديقين قديمين يساعدان بعضهما البعض |
Ama bütün o konuşmalar, sadece iki eski arkadaş ve onların anılarıydı. | Open Subtitles | لكنكلهذاالحديثكانمجرد، ذكريات بين صديقين قديمين. |
Demek istediğim, baskı yok. Sadece iki eski arkadaş yeniden buluşuyor. | Open Subtitles | أعني، بدون ضغوطات، مجرّد صديقين قديمين يتسكّعين. |
- İki eski eş. | Open Subtitles | لدي زوجتين سابقتين |
İki ipotek, iki ülser, iki eski eş. | Open Subtitles | رهنين, قرحتين زوجتين سابقتين |
İki ipotek, iki ülser, iki eski eş. | Open Subtitles | رهنين, قرحتين زوجتين سابقتين |
Metamfetamin ve bulabildikleri her şeyi çalan iki eski aryan. | Open Subtitles | سائقون دراجات سابقين , حركوا الميث وأيّ شيء آخر بوسعهم سرقته. |
Fakat sürünen iki eski tüccarı sürekli memnun eder ve onları yüksek kademelere çıkarır. | Open Subtitles | غير أن ارضاء بائعين سابقين سيكون عقبة كبيرة في الحقيقة. |
Ölenler arasında emekliliğini bölgede geçirmekte olan iki eski ABD başkanı da var. | Open Subtitles | -من بينهم رئيسين سابقين من رؤساء الولايات المتحدةاللذانتقاعدافيمنطقة"سانتاباربرا " |
Savaşan iki ülke arasındaki en kötü anlaşmazlıkların çözülebileceğinde ısrar ediyorsan iki eski dost da barışamaz mı? | Open Subtitles | إذا كان يمكنك حل أسوأ النزاعات بين الدول المتحاربة فكيف لا يمكن لصديقيين قدامى ان يعيشا في سلام؟ |
Sadece iki eski arkadaş arasındaki öpücük. | Open Subtitles | كانت مجرد قبلة بين أصدقاء قدامى |
Hayatımın çoğunu iki eski karımı ve bir avuç dolusu kız arkadaşımı mutlu etmeye çalışmakla geçirdim. | Open Subtitles | حسناً، لقد قضيت معظم حياتي أحاول جعل زوجتاي السابقتين وحفنة من الصديقات سعيدات. |
İki eski karımsa göstermemişlerdi. | Open Subtitles | كل من زوجاتي السابقتين لم يتفهمن |
Suikastçılar Birliği'nin iki eski üyesi, bir hızcıya karşı. | Open Subtitles | عضوان سابقان من اتحاد القتلة ضد فائق السرعة. |
İki eski sevgilimin adlarını lazerle sildirttim. | Open Subtitles | أزلتُ وشمان سابقان لي بالليزر |