Şanslıyım ki kader ve Sam Amca'nın teknolojisi bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | من حسن حظي، أن القدر وتقنيات الجيش الأمريكي أعطياني فرصة ثانية لتحقيق ذلك |
Yinede yukarıdaki bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | و مع ذلك قرر شخص بالأعلى منحي فرصة ثانية |
Ne yapacaksın? Hakikaten bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | ماذا تنوي القيام به؟ لقد اعطتني فرصة ثانية |
Ben hapisten çıktığımda bu yer bana ikinci bir şans verdi ve senin için de aynı şeyi yaptı. | Open Subtitles | منحني هذا المكان فرصة ثانية بعدما خرجت من السجن وفعل المثل معك أيضًا |
Papa's bana, önceliklerimi belirleme konusunda ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أعطاني لبابا فرصة ثانية للحصول أولوياتي مباشرة |
Cry-Baby Walker, cemiyet sana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أيها "الطفل البكاء واكر"، لقد .منحك المجتمع فرصة ثانية |
Deniz Kuvvetleri bana ikinci bir şans verdi efendim. | Open Subtitles | الجيش أعطاني فرصة ثانية يا سيدي |
Doktorun dediğine göre bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | الطبيب قال أنها أعطتني فرصة ثانية |
Bu kameralar bana hayatta ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | لا،تلكَالكاميرات... وهبتني فرصة ثانية للحياة. |
Ed Begley Junior bana ikinci bir şans verdi bunun tadını çıkarmak istedim. | Open Subtitles | إد بيغلي جونيور" أعطاني فرصة ثانية" وأردت الاستفادة منها |
Ben onu ele vermeyeceğim. Andy bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | لن أشي به أندي أعطاني فرصة ثانية |
Andy bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | لن أشي به أندي أعطاني فرصة ثانية |
Bize ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | لقد أعطيتنا فرصة ثانية |
Ve hepimize ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | ومنحنا جميعاً فرصة ثانية. |
Umutsuzca bir şeylerin peşindeydim ve Rufus kapısını açıp bana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | كُنتُ علي وشك فعل شئ بائس. لكن (روفس) فتح بابه لي، ومنحني فرصة ثانية. |
Seni seviyor ve sana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | إنها تُحبك وأعطتك فرصة ثانية |
Bize ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | وقدم لنا فرصة ثانية. |
Bence Whitehall'un karşısına bir düşman olarak çıktı ve Whitehall ona ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أظن أنه واجه (وايتهول) من قبل كعدو له، و (وايتهول) منح (باكشي) فرصة ثانية. |
Biliyorum sana ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه منحك فرصة ثانية. |
- Çünkü hepsine ikinci bir şans verdi. | Open Subtitles | أعطاهم كل فرصة ثانية. |