Kazanan kaybedeni gömüyor, iki çantayla evine dönüyor parasını ikiye katlıyor, adına "borsa" dedim. | Open Subtitles | الفائز يدفن الخاسر يرجع للمنزل بحقيبتين من المال ضاعف اموالك |
Aslında yüzde elliden de az işin sonunda parayı ikiye katlıyor ve yürüyüp gidiyor bir daha da Vegas'a dönmüyor. | Open Subtitles | ...حسنا , هيا أقل من المناصفة هو ضاعف أمواله ورحل ولم يرجع لفيغاس ابداَ |
Şimdi ise Tae-Bo dersi alıyorum. Enerjimi ikiye katlıyor. Bunu sen de denemelisin. | Open Subtitles | تلقيت دروسا في الـ " تاي بو " وقد ضاعفت من طاقتي جدير بك أن تجربيها |
Şimdi ise Tae-Bo dersi alıyorum. Enerjimi ikiye katlıyor. Bunu sen de denemelisin. | Open Subtitles | تلقيت دروسا في الـ " تاي بو " وقد ضاعفت من طاقتي جدير بك أن تجربيها |
Eğer ona her sene daha genç göründüğünü söylersen, ...bağışı ikiye katlıyor. | Open Subtitles | , لو أنكِ أخبرتها أنها تبدو أصغر كل عام فسوف تضاعف التبرع |
Şirketi kurduğumdan beri kendini sürekli ikiye katlıyor. | TED | هل هم سعداء. لقد تضاعف حجم الشركة منذ أن قمت بتأسيسها، أو أكبر. |
Boncuklu işlemeler, paparazzi flaşlarının yansımasını ikiye katlıyor! | Open Subtitles | الخرز في الحقيقة يضاعف أنعكاس أضواء كاميرات المصورين |
Bende arsenik etkisi yaratıyor. Her yeni küçük damla etkiyi ikiye katlıyor. | Open Subtitles | الأمر بالنسبة لي مثل الزرنيخ كل جرعة صغيرة تضاعف التأثير |
Şimdi, süper simetri denen bir teori var, standart modeldeki parçacıkları ikiye katlıyor. Bu, ilk bakışta, bir sadeleştirme gibi gözükmüyor. | TED | الان هناك نظرية اسمها التناظر الفائق، و هى تضاعف عدد الجسيمات فى النموذج القياسي. و الذى، لأول وهلة، لا يبدو كأنه تبسيط. |
- Hepsi aynı mı? - Çalgılar sesleri ikiye katlıyor. | Open Subtitles | بالطبع، الألأت تضاعف الأصوات. |
Şu anda, birkaç saatte bir kütlesini ikiye katlıyor. | Open Subtitles | حاليا, انه يضاعف حجمه كل ساعتين. |