| Forster'ın suçlu olduğuna jüriyi ikna ettin. Senin bu kadınları öldürmediğini nereden bileceğim? | Open Subtitles | لقد أقنعت هيئة المحلفين أن فورستر مذنب كيف لاأعرف أنك قتلت تلك النساء |
| On yıl önce efendimi Kutsal Toptaklar'a yola çıkmaya ikna ettin. | Open Subtitles | قبل عشر سنوات أقنعت سيدي للبقاء بالأرض المقدسة |
| CIA'i güvenilir olduğuna nasıl ikna ettin bilmem. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أقنعت الإستخبارات المركزية بأنك جدير بالثقة |
| Eski bir parçada, " Beni sen ikna ettin." der. Bu şarkının adı ne? | Open Subtitles | لقد أقنعتني بذلك ، أتقول أن هذه قديمة ما عنوان تلك الغنية ؟ |
| Bugün birçok insanı gelip gemilerinde yaşamaya ikna ettin... | Open Subtitles | لقد أقنعتِ الكثيرين اليوم ليعيشوا على متن سفنكم |
| Pendleton'dan plastik patlayıcılar çalıp, para karşılığında bomba yapmak için, onu sen ikna ettin. | Open Subtitles | أقنعته بسرقة المتفجرات البلاستيكية من ثكنات الجيش لصنع قنبلة مقابل المال |
| CIA'i güvenilir olduğuna nasıl ikna ettin bilmem. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أقنعت الإستخبارات المركزية بأنك جدير بالثقة |
| Çünkü sen doğru olanı yaptın. Çocuğu tedavi etmek için aileyi ikna ettin. | Open Subtitles | لأنك قمت بالصواب أقنعت الأبوين أن يعالجا الفتي |
| Patronunu bir hafta izin vermesi için nasıl ikna ettin? | Open Subtitles | -ياالهي. إذا كيف أقنعت رئيسك كي يعطيك نهاية الأسبوع أجازة؟ |
| Bugün birbirine düşman olanları, omuz omuza savaşmaya ikna ettin. | Open Subtitles | اليوم أنت أقنعت الأعداء بأن يحاربوا جنباً لجنب |
| Küçük kemirgeni onu sana vermesi için ikna ettin, değil mi? | Open Subtitles | لقد أقنعت الرجل الصغير كي يعطيك الحقيبة أليس كذلك؟ |
| Babanı arabayı almak için nasıl ikna ettin? | Open Subtitles | إذًا، كيف أقنعت والدك بأن يعيرك السيّارة؟ |
| Şu an, ona karşılık beni teslim etmeyeceğine dair kendi kendini ikna ettin. | Open Subtitles | الآن قد أقنعت نفسك أنّك لن تسلمني مقابله. |
| Beni buraya gelmeye ikna ettin çünkü o enerji ölçümlerinin bir medeniyetin varlığını saptadığını düşünüyordun. | Open Subtitles | أنت أقنعتني بالقدوم إلى هنا لأنك تعتقد أن قراءات الطاقة هذه تشير إلى وجود حضارة |
| Hastalığını araştırırken en ufak şeyin bile önemli olduğuna beni ikna ettin. | Open Subtitles | و أثناء تحريك لمرضها أقنعتني أن كل شئ مهم |
| Beni de Pazar günü ressamlık yapmaya ikna ettin. | Open Subtitles | لقد أقنعتني أخيراً بأن أتحول إلى رسام في يوم الأحد |
| Rita'yı parayı iade etme konusunda ikna ettin. | Open Subtitles | أقنعتِ ريتا بالعدول عن أخذ المال |
| O adamı kablolu televizyonunu kullanmamıza nasıl ikna ettin? | Open Subtitles | كيف استطعت اقناع ذلك الرجل باخذ سلك الكابل خاصته ؟ |
| Zavallı adamı bu işe sokmak için onu sen mi ikna ettin? | Open Subtitles | هل اقنعت هذا الرجل المسكين بالتورط في هذا الامر؟ |
| New York'a gelmemiz için beni sen ikna ettin, tamam mı? | Open Subtitles | أنتِ من أقنعني أن أحضر لنيويورك ، حسناً ؟ |
| Beni ikna ettin, gerçekten, eve gidiyoruz. | Open Subtitles | لقد أقنعتنى فى الحقيقه نحن عائدون للمنزل |
| Sesimi çıkarmamaya ikna ettin beni. Pişman oldum. | Open Subtitles | ، لقد أقنعتيني بالبقاء صامتاً أنا أندم على ذلك |
| Beni İngiltere'deki en sıkıcı işe sahip olduğun konusunda... ikna ettin. | Open Subtitles | أنت نجحت في إقناعي بأنك تمارس الوظيفة الأكثر رتابة... في إنجلترا. |
| İfade vermesi için ikna ettin mi? | Open Subtitles | هل أقنعتَ الشخص الذي تحدّثَ في التسجيل بأنّ يكونَ شاهدًا في المحكمة؟ |
| Bu sabahtan beri daha iyiyim. Kaygılanacak bir şey olmadığına beni ikna ettin. | Open Subtitles | انا افضل هذا الصباح, بعد ان اقنعتنى انه لا داع للقلق |