"ile beraber" - Translation from Turkish to Arabic

    • برفقة
        
    • كان مع
        
    • إلى جنب مع
        
    Buraya, bu sabah Lider ile beraber geldim ve bir saat içinde ona yönelik bir suikast planını açığa çıkardım. Open Subtitles لقد وصلتُ برفقة الفوهرر هذا الصباح , و في غضون ساعة واحدة أكتشف مؤامرة لاغتياله
    Yabancı pislik ile beraber, değil mi? Open Subtitles إنّها برفقة ذلك الغريب الأحمق، أليس كذلك؟
    Babası ile beraber arabanın içindeyken, babası bunlardan birini doldurmaya çalışıyormuş. Open Subtitles كان في السيارة برفقة أبيه... ... وكان أبوه يحاول حشو إحدى العلب...
    Kay'in öldürüldüğü gece Tanya ile beraber olduğunu söylüyor. Open Subtitles إنه يقول أنه كان مع تانيا عندما قتلت كاى
    Yürüme, görgü kuralları, diksiyon ile beraber yüzler, isimler, yerler de öğretilebilir. Open Subtitles سيتم دراستهم جنباً إلى جنب مع الوجوه والأسماء والأماكن
    Dickie, Peter Smith-Kingsley ile beraber misin? Open Subtitles ديكي , هل أنت برفقة بيتر سميث كنغزلي ؟
    Dickie, Peter Smith-Kingsley ile beraber misin? Open Subtitles ديكي , هل أنت برفقة بيتر سميث كنغزلي ؟
    Benimle de değil. Rowdy ile beraber. O şekilde değil. Open Subtitles وليست برفقتي إنها برفقة راودي ، ليس هكذا ...
    Kolunuzda büyüleyici Vicky Vale ile beraber. Open Subtitles برفقة الآنسة الفاتنة "فيكي فيل" بين ذراعيك
    Bugün geri geleceğini zannetmiyorum, Ava ile beraber. Open Subtitles لا أعتقد أنه سيعود الليلة، إنه برفقة "آفا".
    Bir koruma ile beraber Vladikavkaz'daki daireme girdiğimde silahlı kişiler etrafımızı sardı. TED عندما دخلت إلى شقتي في (فلاديكافكاز) برفقة حارس، أحاط بنا عدد من الرجال المسلحين.
    Bütün itfaiye teşkilatı ile beraber döneceğim. Open Subtitles سأعود برفقة جميع رجال الإطفاء
    Dickie ile beraber misin? Open Subtitles هل أنت برفقة ديكي ؟
    Ben de Dickie ile beraber oradaydım. Open Subtitles نعم لقد كنت هناك برفقة ديكي
    Dickie ile beraber misin? Open Subtitles هل أنت برفقة ديكي ؟
    Ben de Dickie ile beraber oradaydım. Open Subtitles نعم لقد كنت هناك برفقة ديكي
    Onu Frank Devine ile beraber olduğunadan beri tanıyorum. Ne karışıklıktı ama. Open Subtitles أنا أعرفه منذ أن كان مع (فرانك ديفاين), ياله من فوضوي
    Zamanlama uyuyor. 8 sene önce Sarah ile beraber olduklarını saptadık. Open Subtitles تتبع الخط الزمني يشير إلى أنه كان مع (سارة) منذ 8 سنوات.
    O gece Alison ile beraber kumsaldaydı, değil mi? Open Subtitles كان مع (أليسون) تلك الليلة علي الشاطئ ،صحيح؟
    Onun egosu diğer her parçası ile beraber hayatı boyunca yeterince okşandı. Open Subtitles غروره، ينمو جنبا إلى جنب مع كل جزء في جسده
    Kentlerin rolü, daha fazla sosyal destek ve toplumsal etkileşim ile beraber hayatın gerekliliklerine erişimi sağlamaktır. Open Subtitles ان دورها يتمثل في الإتاحة الفعالة لضروريات الحياة جنبا إلى جنب مع زيادة الدعم الاجتماعي والتفاعل في المجتمع.
    Ben Jesse ile beraber implant takımında olacağım. Open Subtitles سأكون على فريق الزرع، جنبا إلى جنب مع جيسي،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more