"ile buraya" - Translation from Turkish to Arabic

    • هنا مع
        
    Küçük bir çocukken Rowland ile buraya gelirdik. Open Subtitles عندما كنت طفل صغير اعتدت ان اتى الى هنا مع رولاند
    Mama Rose, bir arkadaşının sevgilisi ile buraya taşındığını söyledi. Open Subtitles قالت ماما روز أن صديقاً لها انتقل إلى هنا. مع عشيقها.
    Belki anıları ve hayaletleri ile buraya geri dönmüş olmaktandır. Open Subtitles ربما بسبب العودة الى هنا مع الذكريات والأشباح
    Sen en azından içerdesin. Ben dünyanın çenesi en düşük Fransız'ı ile buraya tıkılıp kaldım. Open Subtitles أقلها أنت بالداخل، وأنا عالق هنا مع أكثر الأشخاص الفرنسين غرابة في الحديث
    Ve annemin Seattle'da işi bittikten sonra Sonic Youth ile buraya taşınmış. Open Subtitles وعندما أنتقلت أمي إلى سياتل انتقلت إلى هنا مع فرقة "سونتيك يوث"
    Polis olduğuna inandıkları iki adam ile buraya doğru geliyorlar. Open Subtitles إنهم في طريقهما إلى هنا مع رجلين إنهم يعتقدان أنهما من شرطة الخيالة الكندية الملكية
    Tamam anladım. Teşekkürler. Görünüşe göre bizim cadı iki arkadaşı ile buraya gelmiş. Open Subtitles حسنًا, لقد سمعتك, شكرًا لك إذًا, يبدو أن ساحرتنا كانت هنا مع صديقتين جديدتين
    Ve 8 yıl önce de üvey kardeşi Mitchell Crossford ile buraya taşınmış. Open Subtitles انتقل الى هنا مع أخيه غير الشقيق ميشال كرسفورد.
    Madem cesursun Gotya ile buraya gel. Open Subtitles إذا كنت شجاعا ثم يأتون إلى هنا مع Gotya.
    Zach ile buraya gelebilir miydim? Open Subtitles كان بإمكاني ان اكون هنا مع زاك ؟
    Ama ortağım elinde bir belge ile buraya gelecek olursa... Open Subtitles لكن إذا عاد شريكي إلى هنا مع المفكرة
    Gopal ve Laxman ile buraya yerleşdim. Open Subtitles اواستقرت هنا مع جوبال ولكشمان
    Yani Peter Fonda ile buraya geldiniz mi? Open Subtitles إذا هل اعتدت على القدوم هنا مع (بيتر فوندا)؟
    Peki. Joyce ile buraya geldim çünkü ikimiz-- Open Subtitles حسناً، أنا هنا مع جويس لأننا نعمل...
    Bilmen gerek, eğer onunla olduğun için endişelenmeseydim Sadie ile buraya gelmezdim. Open Subtitles عليك أن تعرف أنني لن أكون هنا مع (سيدي)‏ لو لم أكن قلقة حقاً بشأنك معها.
    Abigail ile buraya geldiğimde daha çok toprak vardı. Open Subtitles كانت ثمة أرض أكبر من هذه عندما (كنت هنا مع (أبيغيل
    Foster adamın teki ile buraya geliyor. Open Subtitles فوستر) سيأتي هنا) ...مع الذي أسمه
    Sana ile buraya gel. Open Subtitles تعال هنا مع (سانا) بلا ضجة
    Daha önce bir kere Keefer ile buraya gelmiştim. Open Subtitles لقد أتيت مرة هنا مع (كيفر).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more