Beyin felci geçirmiş, 18 yaşında genç bir adam ile tanıştım. | TED | التقيت بشاب كان يبلغ من العمر 18 عاماً وأصيب بشلل دماغي. |
Karikatüristlerin editörü ile tanıştım ve ona karikatürün saçma olduğunu kabul ettirdim. | Open Subtitles | التقيت بمحرر الكاريكاتير لديهم وأجبرته على الاعتراف بأن ذلك الكاريكاتير بلا معنى. |
Açıkça Dr. King ile tanışmadım, ama adı Dr. Vincent Harding olan bir adam ile tanıştım. | TED | بالتأكيد، أنا لم ألتق د. كينج، لكني التقيت برجل يدعى د. |
Geçtiğimiz sene Tunus'taydım. Orada çok küçük bir caminin ihtiyar imamı ile tanıştım. | TED | منذ عام مضى كنت في تونس، و قابلت إماماً لجامع صغير، رجل مسن |
Mesela Fiverr.com. Kurulduktan haftalar sonra kurucuları ile tanıştım ve şimdi, iki sene içerisinde... Beş dolar için ne yapardınız? | TED | قد قابلت هؤلاء المؤسسين بعد أسابيع فقط من إطلاق الموقع, والآن, بعد عامين, ماذا قد تفعل بخمسة دولارات؟ |
Şaman ile tanıştım ve kendisi nehrin ve dahil olduğu ormanın bir parçası gibi görünüyordu. | TED | قابلتُ الشامان، وبدا وكأنه إمتداد للنهر والأدغال. |
Geçen sene bir kadın ile tanıştım, birbirimize aşık olduk ve evlenmeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | إلتقيت بإمرآه العام الماضي, و أحببنا بعضنا البعض و عقدنا العزم على الزواج |
Dün, feribotta bir polis memuru ile tanıştım. | Open Subtitles | ألتقيت بالأمس أحد رجال الشرطة على متن العبّارة |
Oradayken aynı zamanda araştırmacı olan iki tecrübeli hapishane memuru ile tanıştım, biri antropolog diğeri sosyologdu. | TED | عندما كنت هناك، التقيت باثنين من خبراء العمل الإصلاحي وكانوا أيضًا باحثين، مختصين بعلم الإنسان وعلم الاجتماع |
Onun sıcakkanlı ailesi ile tanıştım, o da benim arkadaşlarımla tanıştı. | TED | التقيت بأسرتها الودودة، كما التقت هي بأصدقائي. |
Kasım 2016'da ziyaret ettiğimde Magdalene Aiyefoju ile tanıştım. | TED | عندما زرتها فى نوفمبر عام 2016 التقيت ماجدالينا أييفوجو. |
Geçen yıl, iş dünyasına yeni atılmış 273 girişimci ile tanıştım. | TED | لقد التقيت 273 مؤسس شركةٍ ناشئةٍ في السنة الماضية. |
Ev sahibi ailem ile tanıştım. Her şeye rağmen işlerin iyi gittiğini düşünüyordum. | TED | التقيت عائلتي المستضيفة. سارت الامور بشكل جيد .. أعتقد ذلك ، كل الأمور أخذت في عين الاعتبار. |
Bu süre içinde inanılmaz bir insan olan ve beni yaptıklarıyla etkileyen Peter Thum ile tanıştım. | TED | و خلال ذلك الوقت التقيت بانسان استثنائي يدعى بيتر ثام الهمني بافعاله |
New York'ta bir fotoğraf çekimindeydim, Kakuma'da doğmuş olan, Güney Somalili model Adut Akech ile tanıştım. | TED | كنت في جلسة تصوير بمدينة نيويورك، عندما قابلت أدوت أكيش، عارضة أزياء جنوب سودانية، التي صادف أنها وُلدت هنا في كاكوما. |
Tam da o zamanlarda, Birleşik Krallık'tan gelen genç bir ünivesite mezunu olan Alexander McLean ile tanıştım. | TED | وفي خلال ذلك الوقت تقريباً، قابلت خريجاً شاباً من المملكة المتحدة، يُدعى أليكساندر ماكلين. |
"Aralık 9, bu akşam ilk kez Blake ile tanıştım." | Open Subtitles | التاسع من ديسمبر قابلت بلاك هذا المساء للمره الاولى |
Senin için mükkemmel birisi ile tanıştım. | Open Subtitles | قابلتُ شخص ما اعتقد انه سَيَكُونُ مثالي لَك |
Geçen gün Hill'in duruşmasından önce Yargıç Grace Lema ile tanıştım. | Open Subtitles | ذلكَ اليوم قبلَ جلسَة استماع هِيل، قابلتُ القاضية غريس ليما |
Sonra, Tom Parker ile tanıştım. Popüler şarkılar birbirini izledi. | Open Subtitles | ثمّ قابلتُ العقيدَ، والضربات فقط إستمرّتْ بالمَجيء. |
Bu kadın, Mama Rose ile tanıştım, kendisi 32 yıldır şu küçük teneke barakayı kiralamış, orada yedi çocuğu ile yaşamakta. | TED | إلتقيت مع هذه المرأة، الأم روس، التي إستأجرت ذلك الكوخ الضيق لمدة 32 عاماً، حيث تعيش مع أطفالها السبعة. |
Hanımınız Greer ile tanıştım ve o çok güzel bir eş olabilir. | Open Subtitles | ألتقيت بوصيفتكِ غرير, وأضن بأنها ستجدي نفعاً. |
Hayır. Niles, Patrice Teyze ile tanıştım. | Open Subtitles | لقد سبق لي وقابلت العمة باتريس,انها معتوهه |
Onu görmeye gittim, Christina ile tanıştım ve sanırım sabah buraya bırakmış. | Open Subtitles | خرجت لأقابلها .. فقابلت كريستين .. يبدو أنها رمت طفلاً هنا في هذا الصباح |