"ileriye" - Translation from Turkish to Arabic

    • للأمام
        
    • إلى الأمام
        
    • في المقدمة
        
    • قدماً
        
    • للامام
        
    • للمستقبل
        
    • نستمر
        
    • الامام
        
    • أتمادى
        
    • تتقدم
        
    • تتمادى
        
    • لأبعد
        
    • قُدماً
        
    • قدمًا
        
    • تمادى
        
    İşte, tren ileriye doğru gittiği için duman geriye geliyor. Open Subtitles ترون، بما أن القطار يسير للأمام الدخان يرجع إلى الخلف..
    Sanatı inovasyonu ileriye taşımak açısından da çok önemli buluyorum. TED وأنا أرى ذلك طريقة حاسمة لتحريك الابتكار للأمام.
    Tüm kalbimle inanıyorum ki, bu ileriye taşımamız gereken mesajdır. TED و أعتقد بشكل صارم أنها هذه الرسالة التي يجب أن نحملها للأمام.
    Ben bir görsel sanatçıyım, tarihi ileriye taşımak için devrimsel sanat yapıyorum. TED أعمل في مجال الفنون المرئية، وأنتج فناً ثورياً لدفع التاريخ إلى الأمام.
    Eğer ülkede kuralları değiştirmeye çalışırsanız, bazı insanlara geride kalıp, herşeyin nasıl sonuçlanacağını görme, ve diğerlerine ileriye bakıp, yeni kuralları deneme şansı veremezsiniz. TED إذا كنت تحاول تغيير النظام في بلد ، لا يمكنك اعطاء بعض الناس فرصة العودة للوراء ، لترى كيف تتحول الأمور ، وتدع الآخرين في المقدمة لمحاولة تطبيق القوانين الجديدة.
    Bu model bir örtüşme modeli, daha ileriye gitmenin yolu. TED هذا نموذج ، نموذج التداخل ، هو الوسيلة للمضي قدماً
    Fakat, Filipinlerde sahip olduğumuz Birleşik Devletlerde aynı seviyede buluncaya kadar Birleşik Devletleri hayli ileriye getirmeliyiz. TED و لكن يجب أن نجذب الولايات المتحدة للأمام قليلا لنجد بعض الصحة في الولايات المتحدة كتلك التي نراها في الفلبين.
    80 yıl ileriye 1871'e gidelim, TED بالتقدّم بسرعة للأمام 80 سنة إلى عام 1871.
    Bu basit ileriye ve yukarıya olan hareket, biz insanların bildiği en basit ilerleme yönü. TED وحركة السير للأمام والنهوض البسيطة تلك، وهذا هو الاتجاه الأساسي للتقدم كما نفهمه نحن البشر.
    Dolayısıyla bunu bir adım ileriye taşıyacağız; arkadaşım Allan'ı geri getirdik. TED لذلك سنتقدم بالموضوع خطوة أخرى للأمام; لقد قمنا بجلب صديقي ألان في الخلف.
    Bize ileriye uzanan yolu gösteren haritalar oluşmadan önce var olmak demektir. TED قبل وجود السياسات والطرق الي سترينا كيفية التقدم للأمام.
    Ön ağız ve alt ağız açık ve yeterince açık hâlde kalacak, sonra robot ileriye gitmeye başlayacak. TED الفم الأمامي والفم السفلي يفتح، وسيبقى مفتوحاً ما يكفي، ثم سيبدأ الروبوت بالتجديف للأمام.
    Hayır gerçekten, biz gelecek nesiliz bu dünyayı daha ileriye götürecek olanlarız. TED لا فعلاً .. فنحن جيل الغد الذين سوف يحركون العالم إلى الأمام
    Şu anda ileriye sıçramak o kadar da zor değil. TED إن أخذ قفزة إلى الأمام ليس بعيد المنال.
    Bunu yapmamıza sebep olan şey, bizi daha fazla ileriye iten şey, neredeyse kazanmanın değeridir. TED ما يدفعنا لفعل هذا، ما يدفعنا إلى ندفع بأنفسنا كثيراً إلى الأمام هو أن نقدر النجاح الوشيك.
    İleriye temas! Open Subtitles إشتباك في المقدمة!
    İkinizinde bunları neden yaptığınızı ve ilişkinizi ileriye taşımayı isteyip istemediğinizi çözelim. Open Subtitles اكتشاف لما كلاكما فعلتما ما قمتما به سيسمح لهذه العلاقه بالمضي قدماً
    Çalışan hafıza, bizler ileriye doğru giderken, mevcut deneyimimizi araştırmamızı sağlar. TED الذاكرة العاملة تسمح لنا بالتحقيق في خبراتنا الحالية و نحن متحركين للامام
    İnsan kariyerinde ileriye bakıp geleceğini planladığında, ...bunları hatırlamanın yardımı olacaktır. Open Subtitles يساعد لتذكير هذه الأشياء عندما يتطلّع الرجل إلى مهنته، إلى خططه للمستقبل.
    Bu işi daha ileriye götürmeden önce ajan durumu açıklığa kavuşturalım istiyorum. Open Subtitles قبل ان نستمر في هذا صاحب البدلة علي ان اوضح الإمور هنا
    HC: Geleceğe adım attığımız ve ileriye yürüdüğümüz nokta burası. TED هومارو كانتو : هذه هي الخطوة التي يجب ان ننطلق اليها في المستقبل وان نقفز الى الامام نحوها
    Umutsuz,yalnızdım ve bu işi bu kadar ileriye götürmemem gerektiğini biilyordum. Open Subtitles شعرت وكأنني مغلوب على أمري ووحيدة وعلمت بأن كان يجب علي ألا أتمادى لذلك الحد
    Preeti ileriye doğru hızlandı. Komal canlandı, Sonraki maçın hakkından geleceğiz. Open Subtitles بريتى بتتقدم ,كومال لا تدعيها تتقدم عليكى تعادلى فى المباراه القادمه
    Ta ki biraz ileriye gidene kadar. Ne diyebilirim? Open Subtitles يجب أن تتمادى قليلا ماذا يمكننى أن أقول؟
    Yine de kesinlik konusunda yatırımlar daha önceden mümkün olanı çok daha ileriye götürmemizi sağlayabilir, Mars'a ulaşmak gibi. TED مع ذلك، يمكن للاستثمارات في الدقة أن تأخذنا لأبعد مما كان ممكنًا في السابق، حتى كبُعدْ المريخ.
    Çünkü kendinizi görerek başkalarını da görüyorsunuz: kırılgan, güzel bir dünyada ileriye doğru sürdürelecek tek yol. TED لأنك عندما ترى نفسك، ستقدر أيضاً على رؤية الآخرين، وهي الطريقة الوحيدة المستدامة للمضي قُدماً في عالم هش وجميل.
    Oğlunuzun tıbbi geçmişini iyice inceledikten sonra bakımında ileriye gitmek için önerimizi hazırladık. Open Subtitles بعد مراجعة الملف الطبي لابنكم نحن مستعدون لتقديم توصية لكي تستمر رعايته قدمًا
    Hep onu sorardı. Fazla ileriye gitti. Open Subtitles كان يسأل عليها باستمرار، وقد تمادى أكثر من اللّازم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more