Saldıran piyade istikrarla ilerler, filler zaten mevcut savunma hattını kırdılar. | TED | يتقدم جنود المشاة المهاجمين بثبات، وقد تخطت فيلهم بالفعل خطوط الدفاع. |
İşte tarih böyle ilerler; hafızasını, kulaklarını tıkar gibi tıkayarak. | Open Subtitles | بتلك الطريقة يتقدم التاريخ مغلقا ذاكرته كما يغلق الشخص أذن الشخص الآخر |
Çünkü iş dünyasında, kendini gösterebilen ilerler. | Open Subtitles | لأن الرجل الذي يظهر في عالم العمل هو الرجل الذي يخلق الإهتمام الشخصي و هو الرجل الذي يتقدم |
Eğer sana yardım edersem soruşturma ilerler ve eğer Kira'ysam kendi kendimi ele verme ihtimalim artar. | Open Subtitles | إذا قدمت المساعدة ، فسنكون سوياً مع الحقيقة و ذلك قد يجعل التحقيق يتقدم للأمام لو كنت كيرا ، فقد أبعد نفسي عن هذا |
General hep yavaş ilerler düşmanlarını ev ev vurmayı tercih ediyor. | Open Subtitles | أو سوف يضيع فرصة ذهبية الجينرال دائما ما يتقدم ببطئ |
Bazıları diğerlerinden hızlı ilerler. | Open Subtitles | ربما البعض يتقدم أكثر من الآخرون |