Misafirlerin var Daniel Onlarla ilgilenmen gerek. | Open Subtitles | حصلت على الزوّار دانيال أنت يجب أن تعتني بهم |
Yumurtayla ilgilenmen gerekiyor. O bir bebek. Onu korumalı ve ona Hristiyanlığın değerlerini öğretmelisin. | Open Subtitles | أنت تعتني بالبيض , سيكون طفل تعلميه القيم المسيحية |
O yüzden eğer biriyle ilgilenmen gerekiyorsa, başkasıyla ilgilenmen gerekecek. | Open Subtitles | أفضل ما يمكن قوله لوأردتِالاعتناءبشخصآخر, عليكِ أن تعتني بشخص آخر اتفقنا؟ |
İlgilenmen hoşuna gidiyor, Michael, gösterdiğin saygı da. | Open Subtitles | أنة يقدر اهتمامك و احترامك يا مايك الكازينو موضع اهتمامك |
Sevgiye ihtiyacı var, ilgilenmen gerek bunu sadece sen yapabilirsin. | Open Subtitles | تحتاج حبّا، من الضّروري أن تهتمّ بها وفقط أنت يمكن أن تعمل هذا |
Şimdi kocanla ve güzel çocuklarınla ilgilenmen gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض ان تعتني بزوجك واطفالك الجميلين الآن |
İlgilenmen gereken bir şey yok. Kimseden sorumlu değilsin. Sen bir çocuksun. | Open Subtitles | ولا تعتني بأي شيء أنت لست بمسؤول عن أحد, أنت طفل |
Benimle ilgilenmen gerekiyordu ve sen bunu yapmadın. | Open Subtitles | كانت من المفترض بك أن تعتني بي ولم تفعل. |
Bak senden tek istediğim bu katalogla ilgilenmen. | Open Subtitles | ...اسمعي كل ما أطلبه منكِ هو أن تعتني بأمر الدليل المصور ذاك |
İşinle ilgilenmen gerekirdi. | Open Subtitles | و الذي عليك أن تفعله هو أن تعتني بعملك |
Kardeşinle ilgilenmen güzel. | Open Subtitles | سيكون من الجيد لك ان تعتني بأختك |
Ancak senin de benimle ilgilenmen gerekecek. | Open Subtitles | نعم ، ولكن عليك ان تعتني بي جدا. |
Onunla ilgilenmen gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد كان من المفترض عليكِ ان تعتني به |
Ben gittiğimde orduyla ilgilenmen gerek. | Open Subtitles | أنت يجبُ أن تعتني بالقوات عندما أموت. |
Bana bir şey olursa, Grace'le ilgilenmen gerek. Git hadi. | Open Subtitles | (إذا حدث شيء،أريد منك أن تعتني ب (غرايس الآن إذهب |
Sonrasında benimle ilgilenmen güzel geldi. | Open Subtitles | الأمر فقط، أنه من اللطيف أنك تعتني بي |
Azınlıklarla bu kadar yakından ilgilenmen kara kalbimi ısıttı. | Open Subtitles | يدفئ قلبي الأسود أن أرى اهتمامك الشديد بالأقليات منا |
Senin ilgilenmen lazım,çünkü oyun İstatistik ve ortalamalar üzerine. | Open Subtitles | فى الواقع, هذا يجب أن يثير اهتمامك لأنها عن الإحصائيات والمعدلات |
ve ilgilenmen hoş, ama ben oluruna bırakmayı tercih ederim. | Open Subtitles | وأنا أقدّر اهتمامك ولكننى أفضّل حقاً أن أنسى الأمر |
Onlarla ilgilenmen için seni bekliyorlar. | Open Subtitles | إنّهم بإنتظارك يجب أن تهتمّ بهم |
İlgilenmen gereken kişi Roy, Bloom değil. | Open Subtitles | (روي) هو من يجب أن تهتمّ به وليس (بلوم) |