"ilgilenmeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • مهتماً
        
    • الاعتناء
        
    • إهتمام
        
    • لرعاية
        
    • الأعتناء
        
    • إنتباهي
        
    • أهتم
        
    • اهتمَّ
        
    "Yaşım büyüdüğünde, UFO' larla ilgilenmeye başladım, yaratık nesneleri topladım." Open Subtitles وعندما كبرت صرت مهتماً بالصحون الطائرة وصرت أجمع التحف الفضائية
    Beni karmaşık sitemlerle ilgilenmeye iten şey bu paradokstu. TED هذا التناقض هو ما جعلني مهتماً بالأنظمة المعقدة.
    Artık birbirimizle ilgilenmeye başlamalıyız, tamam mı? Open Subtitles .يجب علينا أن نبدأ في الاعتناء ببعضنا البعض.. حسنا؟
    Bess bir yandan yeni işine başlarken onunla ilgilenmeye çalışacak. Open Subtitles ستحاول بيس الاعتناء به والبدء في عملها الجديد
    Benim kişisel mutluluğumla ne zaman ilgilenmeye başladın ki? Open Subtitles منذ متى كانت سعادتي الشخصية تثير أدنى إهتمام لديك
    Ertesi gece, Samantha ile ilgilenmeye gittim. Open Subtitles وفي الليلة التالية، ذهبت لرعاية سامانثا.
    O öldükten sonra Ripley benimle ilgilenmeye çalıştı, para verdi falan. Open Subtitles الأن "ريبلى " يريد الأعتناء بى يدفع ثمن بعض الاحتياجات , أشياء من تلك القبيل
    Ben de Tanrı'nın gerçek düşmanı olan Osmanlı İmparatorluğu ile ilgilenmeye devam edeceğim. Open Subtitles ثم سأعير إنتباهي لعدو الرب الحقيقي ألا وهو الإمبراطورية العثمانية
    Kanadali olarak peyzajla ilgilenmeye basladim. TED كوني كندياً اصبحت مهتماً جداً بالمناظر الطبيعية
    Ünlü olduktan sonra onunla daha çok ilgilenmeye başladı. Sözüm ona ünlü. Open Subtitles لقد أصبح مهتماً أكثر بها بعدما أصبحت مشهورة أو أيّاً كان
    Ne zamandan beri bizim programla ilgilenmeye başladı. Open Subtitles يا إلهي، ومنذ متى كان مهتماً لهذه الدرجة؟
    Peki ya şimdi, birden bire... İlgilenmeye başlıyorum. Ve onu ne zaman öpmem gerekiyor? Open Subtitles "والآن هيَّ ليست مهتمة, وفجأة أنا أيضاً أُصْبِحُ مهتماً"
    Peki, sen ne zaman kız arkadaşımın geliş gidişleriyle ve çocuğuna ne olacağıyla ilgilenmeye başladın? Open Subtitles وانت منذ متى اصبحت مهتماً في الاتي والذاهب في حياة صديقتي --
    İşimi yapmama izin ver. - Sen Joey ve Nicole ile ilgilenmeye konsantre ol. Open Subtitles وانت ركز على الاعتناء ب نيكول و جوي اين جوي؟
    Bunu anlıyorum. Ama seninle ilgilenmeye çalışıyoruz bebeğim. Open Subtitles أتفهم هذا لكننا نحاول الاعتناء بطفلكِ
    Biz sadece küçük kızımızla ilgilenmeye çalışıyoruz. Open Subtitles نحن فقط نحاول الاعتناء بصغيرتنا
    Öldürülen kadın burada, barda dolaşıyordu Çinli adamın davranışlarına dikkat etmiyordu sonra konferanstan bir topluluk içeri girdi aniden adamla ilgilenmeye başladı. Open Subtitles كانت المرأة المقتولة هنا, تتمشى في الحانة, لم تعر أي إهتمام لتحركات الرجل الصيني ثم جاء حشد من الناس للمؤتمر,
    Şimdi de genç çocukların beyinleriyle mi ilgilenmeye başladın? Open Subtitles لديك إهتمام بعقول الصغار, إذا؟
    Annesi genç ve bekar ve bebekle ilgilenmeye niyeti yok. Open Subtitles ان الام كانت صغيرة و عزباء و ليس لديها وسائل لرعاية الطفل
    İnsanlar oraya atlarla ilgilenmeye giderler ve böylece rahatlayıp stres atabilirler. Open Subtitles يذهب الناس إلى هُناك لرعاية الحصان حتى يتمكنوا من الإسترخاء والتخلص من التوتر.
    Benimle ilgilenmeye çalışman garip görünüyor. Open Subtitles يبدو غريبا .. تحاول الأعتناء بي
    Ben de Tanrı'nın gerçek düşmanı olan Osmanlı İmparatorluğu ile ilgilenmeye devam edeceğim. Open Subtitles ثم سأعير إنتباهي لعدو الرب الحقيقي ألا وهو الإمبراطورية العثمانية
    Böylece bu meselelerle ilgilenmeye ve diğer hayvanlarda bunun üzerinde çalışmaya başladım. TED وبالتالي بدأت أهتم بهذه القضايا وأدرس ذلك في حيوانات أخرى.
    Sonra psikologlar benim iç dünyamla ilgilenmeye başladılar. Open Subtitles ثم اهتمَّ عُلماء النفس بحياتي الباطنية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more