İtalyan hükümetiyle ilgili acil bir durum oluştu. | Open Subtitles | لقد كان هناك حالة طارئة مع الحكومة الأيطالية |
Fitz! Senin kurdistanla ilgili acil bir durumla uğraştığını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنتُ أظن أن لديك حالة طارئة مع كردستان |
Laurel'ın dadısının göçmen evraklarıyla ilgili acil bir sorunu çıkmış. | Open Subtitles | جليسة الأطفال واجتها مشكلة طارئة بخصوص أوراق هجرتها |
Bu Boxer Santaros'la ilgili acil bir durum. | Open Subtitles | انها مشكلة طارئة (نحن نحرس (باكسر سانتيروز |
Geri dönüşümle ilgili acil bir durum var da. | Open Subtitles | لدينا حالة طوارئ في إعادة التدوير |
İş ile ilgili acil bir durum olursa. | Open Subtitles | إذا كان يوجد حالة طوارئ في العمل |
Londra'da Gary Oldman ile ilgili acil bir durum çıktı. | Open Subtitles | هناك حالة طارئة في لندن مع غاري اولدمان |
Hayır, onun dişiyle ilgili acil bir durum söz konusu. | Open Subtitles | لا ، هو من لدية حالة طارئة في أسنانه |
İşle ilgili acil bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه هنالك حالة طارئة في العمل |