"ilgili gerçeği" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحقيقة بشأن
        
    • الحقيقة عن
        
    • بحقيقة
        
    • الحقيقة حول
        
    • حقيقة ما
        
    • بالحقيقة بشأن
        
    • الحقيقة بخصوص
        
    • الحقيقة بشان
        
    • الحقيقة عنّي
        
    • الحقيقه حول
        
    • بحقيقتي
        
    • بالحقيقة عن
        
    Başkanın, şehirdeki suç oranları ile ilgili gerçeği söylemediği izlenimini uyandiracağım. Open Subtitles أعتقد أن المحافظ لا يقول الحقيقة بشأن الجريمة في المدينة
    Bana savaşla ilgili gerçeği söylersen ben de sana yeldeğirmeninde tuttuğum büyük atlarla ilgili gerçeği söylerim. Open Subtitles لو تخبرني الحقيقة بشأن الحرب سأخبرك بالحقيقة بشأن الخيول الضخمة التي أخفيها في طاحونة الهواء
    Charlotte basın konferansından hemen önce Amanda'nın babasıyla ilgili gerçeği bildiğini söylemiştin. Open Subtitles شارلوت فقط قبل المؤتمر الصحافي اخبرتني أن أماندا تعلم الحقيقة عن أباها
    Dışarıda ne olduğuyla ilgili gerçeği bana söyleyene kadar geçer not vermeyeceğim. Open Subtitles لن أقوم بتصحيحها حتى تخبرني بحقيقة ما حدث بالخارج هناك
    Sana yaptığın işle ilgili gerçeği söylemek benim yaptığım işle ilgili gerçeği söylemem demekti. Open Subtitles كشف الحقيقة حول ما كنتى تفعليه كان سيكشف الحقيقة حول ما كنت افعله أنا.
    Nereye gidersen git, ne olduğuyla ilgili gerçeği bilene kadar, aklından çıkmayacak. Open Subtitles حيثما ذهبتِ إلى حين معرفتكِ حقيقة ما جرى فستكونين مطاردة
    Son Beşinle ilgili gerçeği sonunda gördün. Open Subtitles الآن ترين الحقيقة بشأن الخمسة النهائيين
    Penisilin iğnesini daldırmasıyla ilgili gerçeği anlatsana... Open Subtitles لا تدخل بالأمر أولاً. قلّ الحقيقة بشأن قطرات "البنسلين" التي تستخدمها يا رجل.
    Hatta, şimdi bile, insanlara bu konuşmanın ne ile ilgili olduğunu anlatırken bile bir kapak konusu uydurdum ve hatta TED konuşmamla ilgili gerçeği gizledim. TED في الحقيقة، حتى الآن، عندما كنت أتحدث مع الناس حول موضوع هذه المحادثة، اختلقت قصة تغطية وحتى أنني أخفيت الحقيقة بشأن محادثة TED خاصتي.
    Gelirsem oğlumla ilgili gerçeği anlatacaktınız. Open Subtitles وقد قلت أنني لو فعلت ذلك ستذكر لي الحقيقة عن ابني
    Hiç kimseye bir şeyi açıklayacağım yok. Sadece, adamın ailesine oğullarıyla ilgili gerçeği söyleyeceğim. Open Subtitles لن أعلن عنها ، سأخبر عائلة الرجل الحقيقة عن أبنهم.
    Çocuklarının babalarıyla ilgili gerçeği bilmesini istemezsin değil mi? Open Subtitles أنت حقا لا تريد لأطفالك معرفة الحقيقة عن والدهم، أليس كذلك؟
    Bir baba için kendi çocuğuyla ilgili gerçeği kabullenmek çok zordur. Open Subtitles أنت تعلم أنة شئ مؤلم على الاب أن يعترف بحقيقة أبنتة الوحيدة
    Olanlarla ilgili gerçeği anlatmak istedim ama onlarla birlikte evde olmayı her şeyden çok istedim. Open Subtitles كنت أريد أن أخبارهم بحقيقة كل ما حدث ولكن ما أردته أكثر من ذلك هو أن أكون معهم
    Madem çocuk ağabeyiyle ilgili gerçeği öğrenmek istiyordu, direkt söyleseydin ya? Open Subtitles أن كان كل هذا حول ولد يريد ان يعرف الحقيقة حول شقيقه لما لانعطيها له؟
    Bu yıldız gemisiyle ilgili gerçeği öğrenmek istediğiniz için buradasınız, ...ve sizinle konuşuyorum çünkü bilmek hakkınız. Open Subtitles أنتِ هنا لمعرفة الحقيقة حول السفينة وأنا أكلمكِ لأن لكِ الأحقية بذالك
    Hayır, tek isteği o gece olanlarla ilgili gerçeği söylemekti. Open Subtitles كل ما ارادته هو أن تخبر حقيقة ما جرى في تلك الليلة.
    Teo'yla ilgili gerçeği bilmesini istemediğin için mi? Open Subtitles لانك لا تريدها ان تعرف الحقيقة بخصوص تيو ؟
    Her gün gözlerimin içine baktın ve kim olduğumla ilgili gerçeği söylemedin. Open Subtitles كل يوم نظرتى الى و لم تخبرينى الحقيقة بشان من انا ؟
    En azından, kendim ile ilgili gerçeği söylemedikçe. Open Subtitles ليس بدون أن خبرك الحقيقة عنّي...
    Fakat o, senin David ile yaptığın şeyle ilgili gerçeği ararken öldü. Open Subtitles ولكنه مات لأنها كانت تبحث عن الحقيقه حول ما قمتِ بفعله لديفيد
    Onlara benimle ilgili gerçeği söyle. Open Subtitles أخبريهم بحقيقتي.
    Kızgın olmanın asıl nedeni Thea'ya babamla ilgili gerçeği söylemiş olmam. Open Subtitles السبب الحقيقيّ لغضبكِ، هو لإخباري (ثيا) بالحقيقة عن والدنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more