Bu davayla ilgili kötü şeyler hissediyorum. | Open Subtitles | أنا عندي شعور سيئ حول هذه الحالة. |
Bu görevle ilgili kötü hislerim var. | Open Subtitles | "يراودني إحساس سيء بشأن هذه المهمة" |
Los Angeles'ta soruşturduğumuz bir silah kaçakçılığı olayıyla ilgili kötü bir his var içimde. | Open Subtitles | لدي إحساس سيء حول قضية تجارة أسلحة نتحرى عنها في لوس أنجلوس |
Kovboylarla ilgili kötü bir şey söyleme. | Open Subtitles | إياك والتفوه بشيء سيئ عن رعاة البقر |
Merhaba çocuklar, ben Sydney. Baloyla ilgili kötü haberim var. | Open Subtitles | أهلا يا أطفال, سدني هنا, أخبار سيئة حول الحفلة الراقصة |
Kimseyle ilgili kötü bir şey söylemezdi, ve hep güzel zamanlar geçirirdi. | Open Subtitles | لكنها لم تكن سيئة في قول شي عن اي احد ودائما حظت بوقت ممتع |
Meyve suyu olayıyla ilgili kötü hissettiğini biliyorum ama eminim bunu bir şekilde telafi edebilirsin. | Open Subtitles | أنا أعرف بأنّك تشعر بالسوء حيال ما حدث في مصنع العصير... لكني متأكّد بأنك تستطيع أن تعوّضهم عنه بطريقةٍ ما. |
Beth ile ilgili kötü haberleri duymadın. " | Open Subtitles | ربما لم تسمع بالخبر المحزن برحيل بيث |
Olmaz, Massachusetts'de bununla ilgili kötü bir deneyimimiz oldu. | Open Subtitles | لا، كان لدينا تجربة سيئة مع التهوية في ولاية ماساشوستس |
Burasıyla ilgili kötü hislere kapılmaya başladım. | Open Subtitles | هل من أحد آخر يشعر بشعور سئ تجاه هذا المكان؟ |
Oh, Bununla ilgili kötü düşüncelerim var. | Open Subtitles | ينتابني شعور سيئ حول هذا |
Bununla ilgili kötü hislerim var. | Open Subtitles | عندي شعور سيئ حول هذا |
Tuhaf geleceğini biliyorum ama içimde bu trenle ilgili kötü bir his var. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو غريب. لكن لدي شعور سيء حول هذا القطار واعتقد أنه يجدر بنا الخروج, اتفقنا. |
Suicidy ile ilgili kötü hislerim var. | Open Subtitles | لدي شعور سيء حول سويسايدي |
Büyük hikayenle ilgili kötü haberler mi var? | Open Subtitles | خبر سيئ عن قصتك الكبيرة ؟ |
Küçük yatırımımızla ilgili kötü haber var, Jim. | Open Subtitles | اخبار سيئة حول مشروعنا , جيم . |
Bu arada yolun ilerisinde May gece kalacağımız yer ile ilgili kötü bir haber alacaktı. | Open Subtitles | (رغم سوء الطريق كان على (جيمس تلقيّ اخبار سيئة حول المسكن |
Kiliseyle ilgili kötü bir şey söylemedin ki. | Open Subtitles | أنت لا تقل كلمة سيئة في الكنيسة |
İşimle ilgili kötü haberler aldım. | Open Subtitles | لدي أخبار سيئة في العمل. |
Vinnie, herhangi bir şeyle ilgili kötü hissediyor musun? | Open Subtitles | فينى، هل تشعرين بالسوء حيال أى شئ؟ لا |
Herhangi bir şeyle ilgili kötü hissetmiyor musun? | Open Subtitles | أنتِ لا تشعرين بالسوء حيال أى شئ؟ |
Beth ile ilgili kötü haberleri duymadın. " | Open Subtitles | ربما لم تسمع بالخبر المحزن برحيل بيث |
Bunlar, çogunlukla aileleri tarafından dışlanmış, tıbbi bakımla ilgili kötü deneyimleri olan ve size geldiklerinde, onları hayal kırıklığına uğratan doktorlardan oluşan uzun listeye sizi de katmaya hazır olan kişilerdir. | TED | وغالباً ما كانوا مضطهدين من قبل عائلاتهم، ومروا بتجارب سيئة مع الرعاية الطبية وبذلك يأتون إليك مستعدين جداً لضمك لقائمة طويلة من الناس الذين سيخيبون آمالهم. |
İçimde burayla ilgili kötü bir his var. | Open Subtitles | لدى شعور سئ تجاه هذا المكان |