Yasadigi aci ile guclenen soyumuz ilham veriyor ve koruyor. | Open Subtitles | أمتنا القوية سلكت خلال الألم تلهم وتحمي. مادامت باقيه. |
Yani, herkese ilham veriyor yabancılara bile. | Open Subtitles | إنّها تلهم الجميع، حتّى الغرباء. |
Katy Perry bana ilham veriyor, çünkü... | Open Subtitles | كاتي بيري يلهمني. هذه هي الطريقة هو عليه. |
Gerçek yaşam, kaçımıza ilham veriyor ve bazen bu kaçış çok gerekli oluyor. | TED | الحياة الواقعية تُلهم هروبنا، وأحيانًا نكون بأمس الحاجة للهروب. |
Karmaşık benliklere hayranım ve gerçek yaşam, görüntülerimi yaratmamda bana ilham veriyor. | TED | أعشق الشخصيات المعقدة، والحياة الواقعية تلهمني في إنتاج صوري. |
- Ya, tabii. - Şimdi de ilham veriyor. | Open Subtitles | الأن هو ملهم, حسنا |
Büyük bir savaşçı. Fedakârlığı hala bize ilham veriyor. | Open Subtitles | محاربة عظيمة تضحياتها لازالت تلهمنا |
Kitapların milyonlarca kişiye ilham veriyor. | Open Subtitles | تلهم كتبك ملايين الناس. |
Onun içindeki bir şeylere ilham veriyor gibisiniz. | Open Subtitles | يبدو أنه تلهم فيه شيئاً |
O herkese ilham veriyor. | Open Subtitles | انها تلهم الجميع |
Eğer sadakat ilham veriyor. | Open Subtitles | أنت تلهم الولاء. |
Kendi güç ve liderliklerine adım atan daha yaşlı insanları görmek de ilham veriyor ve diyorum ki, " Size bir meşale vermiyorum, ateş yakmanıza yardım ediyorum." | TED | يلهمني أن أرى كبار السن يتقدمون بقوتهم وقيادتهم ويقولون "أنا لا أمرر المشعل، بل سأساعدكم بإشعال النور." |
Biliyorum kulağa hastalıklı bir şeymiş gibi geliyor ama bana ilham veriyor. | Open Subtitles | اعرف ان الامر يبدو غريبا ولكنه يلهمني |
Yetenekli insanlarla çalışmayı seviyorum. Bana ilham veriyor. | Open Subtitles | أحبّذ العمل مع الموهوبين، يلهمني هذا. |
Sudaki kanın her zaman politikacıların aile değerlerine ilham veriyor olması ne kadar müthiş değil mi? | Open Subtitles | أليس من المدهش كم أن الدّماء التي تجري في المياه دائماَ تُلهم السياسيّين للقيم العائلية ؟ |
Onları kabul ediyorsun, çünkü bir toplantının taraftarı olmak için yaptığın iş diğerlerine ilham veriyor. | Open Subtitles | أنت قبلت بهم بسبب العمل الذى فعلته أن تقف فى إجتماع و تُلهم الأخرين |
Uzun lafın kısası annem bana, ona benzememem için ilham veriyor. | Open Subtitles | الذي يكون، بالمناسبة، متزوج خلاصة القول، وقالت انها تلهمني أن أكون لا شيء مثلها |
Biliyorum ama bu şehir, bana ilham veriyor. | Open Subtitles | أعلم، لكن هذه المدينة.. تلهمني |
Evet, takımım mükemmel. Takım liderimiz ilham veriyor. | Open Subtitles | نعم، فريقي رائع ، قائدي ملهم |
İlham veriyor. | Open Subtitles | يجعلني ملهم بذلك |
"Elle Woods bize ilham veriyor." | Open Subtitles | إيل وودز تلهمنا |