Şu noktada, bu adamları olanlarla ilişkilendirebilecek hiçbir delilimiz yok. | Open Subtitles | من هذه الناحية، لا نملك خيط دليل يربط هؤلاء الأشخاص بما حدث |
- Olmak zorunda, çünkü Carole Hillcroft'u Dario Gonzales ile ilişkilendirebilecek hiçbir şey bulamadık. | Open Subtitles | يجب أن يكون، لاننا لم نجد أي شيئ يربط (كارول هيلكروفت) بـ (داريو جونزاليس) |
Şey, görebildiğim kadarıyla burada Langley'i Ortiz'le ilişkilendirebilecek birşey yok. | Open Subtitles | (كاري)، بقدر ما أستطيع أن أعرف، لا يوجد شيء هنا يربط (أورتيز) بـ(لانغلي). |
cinayeti müvekkilimle ilişkilendirebilecek. | Open Subtitles | يربط موكلي بجريمة القتل هذه |
Lepke, yetkililer onu bulmadan önce kendisini bir cinayetle ilişkilendirebilecek herkesi öldürmeye başladı. | Open Subtitles | قبل تمكن السلطات من العثور عليه لبك) بدأ بقتل) أي شخص يربط بينه وبين المقتول |