Inverset'i bu saldırılarla ilişkilendiren bir kanıtın var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي إثبات يربط إنفيرسيت بهذه الهجومات؟ |
Onu bir çifte cinayetle ilişkilendiren deliller bulmuştum. | Open Subtitles | وكان لــدي دليــل يربط أمهــا بجريمــــة مزدوجـــــة |
Bu yüzden onu, şehir merkezindeki olayla ilişkilendiren sağlam bir kanıt bul. | Open Subtitles | فأريني دليلاً صلباً يربطه بحادثة وسط المدينة. |
- Evet. Eğer o kutuda onu suçlarla ya da cinayetlerle ilişkilendiren bir şey varsa... | Open Subtitles | ان كان هناك اي شئ في ذلك الصندوق يربطه لأحدى الجرائم |
Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. | TED | لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه. |
Bu nedenledir ki sizi suçla ilişkilendiren ufak bir parça fiziki kanıttan kurtulmak aklınıza gelmedi. | Open Subtitles | لهذا السبب ماحدث لها للتخلّص من القطعة الوحيدة ذات الدليلِ الطبيعيِ الذي يربطك بالجريمة |
Ortadan kayboluşuyla beni ilişkilendiren hiçbir kanıt yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي دليل يربطني بإختفائها |
Ama o görüntülerdeki çocuğu, işkence ettiğin adamla ilişkilendiren bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يربط الفتى في الفيديو بالرجل الذي تعذبينه |
Beni tüm bu olayla ilişkilendiren tek kanıtı yok edersem, yeni bir hayata başlama imkanım olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، فكنت إذا حصلت التخلص من قطعة واحدة من الأدلة الذي يربط لي أن هذا الشيء كله، و أنا قد يكون لها فرصة في حياة جديدة. |
Isabel'in öldürülmesini MacGregor ile ilişkilendiren bir şey. | Open Subtitles | " أجل شيء يربط " ماكواجير " بمقتل " إيزابيل |
Ama Maggie'nin teori dışında Lyle'ı bu işle ilişkilendiren hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن بغض النظر عن تلك النظرية لا يوجد أي شيء يربط "لايل" بأي من هذا! |
Kızı babanla ilişkilendiren bir şey var mı diye. | Open Subtitles | لنرى هل يوجد شيء يربط الفتاة بأبوك |
Grant Gabriel cinayetini, Lex ile ilişkilendiren bir şey bulamadım çünkü araştırmadım. | Open Subtitles | أنا لم أجد أي شئ يربط ...(قتل (غرانت غابريل) بـ(ليكس لأني لم أبحث |
Tanık yok. Cinayetlerden herhangi biriyle ilişkilendiren bir kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك شهود ليس هناك دليل يربطه بأيّ من جرائم القتل |
- Evet. Eğer o kutuda onu suçlarla ya da cinayetlerle ilişkilendiren bir şey varsa... | Open Subtitles | ان كان هناك اي شئ في ذلك الصندوق يربطه لأحدى الجرائم |
Ama Isaak Sirko, kendisini Kolombiyalı cinayetlerle ilişkilendiren delili ortadan kaldırmanı istiyor. | Open Subtitles | لكنّ (آيزك سِركو) يريدكَ أن تضيّع دليل الدم الذي يربطه بجرائم الكولومبيّين |
Ama Isaak Sirko, kendisini Kolombiyalı cinayetlerle ilişkilendiren delili ortadan kaldırmanı istiyor. | Open Subtitles | "لكنّ (آيزك سركو) يريدكَ أن تضيّع الدليل الذي يربطه بجرائم قتل الكولمبيّين" |
Yani müvekkilimi bu suçla doğrudan ilişkilendiren bir kanıt yok dersek pek de haksız sayılmayız. | Open Subtitles | لذا في الحقيقة، هل سيكون من العدل القول بأنه ليس هناك دليل قاطع على الإطلاق تربط موكّلي بهذه الجريمة ؟ |
Korkarım elimizde onu bombalama ile ilişkilendiren adli kanıtlar mevcut. | Open Subtitles | لدينا الأدلة الجنائية التي تربط بينه وبين التفجير |
Hz. İbrahim'le Mekke'yi ilişkilendiren hiçbir gayrimüslim kaynak bulunmamaktadır, Hz. | Open Subtitles | لا توجد مصادر غير مسلمة تربط إبراهيم بمكة لكن عند ولادة محمد |
Bu seni fotoğrafla ilişkilendiren tek şey. | Open Subtitles | إنه الشيء الوحيد المتبقي الذي يربطك بالصورة |
Sizi seçimle ilişkilendiren somut kanıtların hepsi onun elinde. | Open Subtitles | أي دليل مادي يربطك بالانتخابات في حوزتها |
Üzerinde beni bir cinayetle ilişkilendiren kan var. Evet ama yatağın altında yaşasın. | Open Subtitles | "إنّه غارق في دم يربطني بجريمة قتل"، نعم، ولكن ربّما يجب أن يقيم تحت الفراش |