Bir yaşam için yanan evlere girerim ancak ilişkilerden kaçarım. | Open Subtitles | أجري إلى بناية تحترق لأجل الأحياء ولكني أهرب من العلاقات |
İlişkilerden ortaya çıkarız, ve derin bir şekilde iç içe geçmişizdir, biri diğeriyle. | TED | لقد ظهرنا للوجود نتيجة العلاقات, ونحن ندخل احداها بالاخرى. |
Yavaş yavaş kurulan romantik ilişkilerden de tamamen uzaklaşıyorlar. | TED | هم كذلك خارج التزامن في العلاقات الرومانسية، والتي تبنى تدريجيا وبمهارة. |
Bu durum kendi arkadaşlarımızdan, ailemizden ve çocuklarımızla ilişkilerden çok aşina olduğumuz bir durum. | TED | هو النموذج لكل العلاقات المستقبلية التي تنشأ بين الأطفال و أصدقائهم، و شركائهم، و أطفالهم. |
Ve aslında ortaya çıkardığımız şey evrenin ilişkilerden meydana geldiği fikrinin ne anlam taşıdığı. | TED | و ما كنا نستنبطه هو تضمين، حقيقةً، فكرة أن الكون عبارة عن علاقات. |
Kültürel ilişkilerden ziyade CIA gibi duruyor. | Open Subtitles | تبدو انها من المخابرات اكثر من كونها في الشؤون الثقافيه |
Bir tarikat, üyelerine daha iyi yaşamaları için rehberler sunmaktansa, kişisel ve ailesel ilişkilerden ekonomik kazanç ve yaşam düzenlemelerine kadar, onları doğrudan kontrol etmeyi amaçlar. | TED | بدلاً من أن توفر نصائح لأعضائها كيف يعيشون حياة أفضل، تسعى الطائفة لأن تتحكم مباشرة بهم، بدءاً من العلاقات الشخصية والعائلية، وحتى الممتلكات المالية والترتيبات الحياتية. |
Karşılıklı ilişkilerden söz ediyorum! | Open Subtitles | انني اتحدث عن الشكل, عن المحتوي انني اتحدث عن العلاقات الداخلية |
Karşılıklı ilişkilerden söz ediyorum! | Open Subtitles | انني اتحدث عن الشكل, عن المحتوي انني اتحدث عن العلاقات الداخلية |
Sonra halkla ilişkilerden biri bana garip bir şey söyledi. | Open Subtitles | ثم قال لي أحد رجال العلاقات العامة شيئا غريبا |
Halkla ilişkilerden bahsetmişken dans eder misiniz? | Open Subtitles | بمناسبه العلاقات العامةِ، هَلْ تَرْقصُ معى؟ |
2 aylık ilişkilerden bıkmış olmalısın. | Open Subtitles | لا بد أنك سئمت العلاقات التى تستغرق شهرين |
İnsanın sahip olabileceği en iyi ilişkilerden biri. Yine mi? | Open Subtitles | إنها من أكبر الجوائز التي يمكن أن يحصل عليه الملاء في العلاقات |
- Halkla ilişkilerden bir adam olimpiyatlarda Amerikan judo takımında olduğunu söylediğin bir kaset bulmuş. | Open Subtitles | هناك هناك رجل من العلاقات العامة حصل على شريط يحتوي على مقابلة كنت تقول فيها أنك كنت في الفريق الأمريكي للجودو |
Hem sen ilişkilerden ne anlarsın? | Open Subtitles | اعنى . بربك من انت لتتحدث عن العلاقات على اى حال؟ |
Herhalde bir anda başlayıp biten ilişkilerden biriydi. | Open Subtitles | .واحدة من تلك العلاقات التى لم تحدث حتى تنتهى |
Uzun mesafeli ilişkilerden nefret ettiğini biliyorum ama 6 ay hiçbir şey değil. | Open Subtitles | أنت تكره العلاقات المتباعدة، لكن 6 أشهر لا شيء |
Hayır! Ben kalabalıktan söz etmiyorum! Ben ilişkilerden söz ediyorum. | Open Subtitles | لست أتحدث عن التجمّعات البشرية إنما أتحدث عن العلاقات |
Dış ilişkilerden de anlıyor. | Open Subtitles | الخبرة في المكتب, ويعرف العلاقات المحرمة الأجنبية |
Tek gecelik ilişkilerden bıktım artık gerçi hala teklifler almıyor da değilim. | Open Subtitles | توقفت من علاقات الليلة الواحدة, وليس من عدم وجود عروض. |
Hayır, ben bu sonu gelmeyen sarhoş tek gecelik ilişkilerden ne kadar tatmin oluyorsun diye soruyordum ki ağzımdan kelime olarak çıkınca bile ne kadar saçma bir soru olduğunu anladım. | Open Subtitles | كيف من المحتمل أن تحصل على أي رضاء.. من سلسلة علاقات ليلة واحدة. ؟ |
Senin ekonomideki uzmanlığın, yabancı ilişkilerden çok daha iyi durumda. | Open Subtitles | لأنك تتمتع بالخبرة في الاقتصاد أفضل من الشؤون الخارجية |
Gördün mü işte bu yüzden ilişkilerden uzak duruyorum. | Open Subtitles | شاهدْ، لهذا أَبْقى خارج العِلاقاتِ. |