Benim için dürüst olmak düşüncelerim, cesaretim ve başarısızlığımla olan ilişkime iyi, sert bir bakış atmaktı. | TED | بالنسبة لي، أن كون صادقاً يعني أن ألقي نظرة جيدة ومتمعّنة في علاقتي مع أفكاري وشجاعتي وفشلي. |
Yalnızca, onunla olan ilişkime saygı göstermeni istiyorum. | Open Subtitles | و لكن عليك أن تحترمي علاقتي معه 699 00: 33: 49,333 |
Onunla olan çalkantılı ilişkime rağmen,.. | Open Subtitles | على الرغم من علاقتي العابرة معها |
Ve şimdiye kadar kendime, işime ve ilişkime karşı çok fazla ilgi gösteremedim. | Open Subtitles | و أنا لم أكن أبدا جيدة في خدمة نفسي، شغلي و علاقاتي لحظة لحظة نحن لا نتحطم، أليس كذلك؟ |
Senden hoşlanmıyorum. Ailenden hoşlanmıyorum. Benim ilişkime karışmandan da hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا أطيقك، لا أنت ولا أسرتك، ولا عبثك بعلاقتي العاطفيّة. |
Benim ilişkime gelince, drama sürsün diye.. | Open Subtitles | بالنسبة إلى علاقتي فقد كنت أبذل جهدي |
Ve şu an sadece ilişkime odaklanmak istiyorum. | Open Subtitles | و أحتاج للتركيز على علاقتي الخاصة الآن |
- Seninle ilişkime değer veriyorum. | Open Subtitles | .. أقدِّر علاقتي معك أنت كذلك الآن - نعم - |
J.J., seninle olan ilişkime son vermeliyim. | Open Subtitles | اريد ان انهي علاقتي بك يا جي جي |
İlişkime sahip çıkabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التعامل مع علاقتي الخاصة |
- Benim ilişkime yardım etmeye çalıştığını sanıyordum, içine sıçmaya değil. | Open Subtitles | -وليست المرة الأخيرة -لقد ظننت أنّكِ ستساعديني في علاقتي لا أن تفسديها |
Bir muhabir olarak, her şeyin ötesinde gerçeğe değer verdim bazen kariyerime zarar verme riskine rağmen ve özellikle 3,5 yıldır ayak basmadığım ülkem olan Amerika'yla olan ilişkime zarar verme riskine rağmen. | Open Subtitles | كمراسلة، كنت دائما أضع الحقيقة فوق كل شيء أحيانا على حساب مسيرتي المهنية وبالتأكيد على حساب علاقتي ببلد مولدي الولايات المتحدة الأمريكية |
Benim Prens John ile olan ilişkime şüphe mi duyuyorsunuz? | Open Subtitles | أتتجرء أن تشك في علاقتي مع الأمير (جون)؟ |
Jeremy ile olan ilişkime bir şans vermeliyim. | Open Subtitles | -اريد ان امنح علاقتي مع "جيرمي" فرصه |
Üzgünüm Lily ama Don'la olan ilişkime bir şans vermem gerekiyor. | Open Subtitles | (آسفة (ليلي لكن يجب أن أعطي علاقتي مع (دون) فرصة |
Jake'in geçmişindeki yapışkan kız arkadaş olmadan kendimi ilişkime adamayı deniyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول رمي نفسي في علاقتي بـ(جيك) بدون أن أكون الخليلة المتعلقة بماضيه |
Açıkça ilişkime zarar vermeyi denemesinin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | مستحيل أنه يحاول تدمير علاقتي |
Ona bir süre Micah'yla olan ilişkime odaklanacağım dedim. | Open Subtitles | لذا أخبرته أنّه كان عليّ التركيز على علاقتي بـ(مايكا) لفترة. |
Ve şimdiye kadar kendime, işime ve ilişkime karşı çok fazla ilgi gösteremedim. | Open Subtitles | و أنا لم أكن أبدا جيدة في خدمة نفسي، شغلي و علاقاتي |
Benim ilişkime burnunuzu sokmayın. | Open Subtitles | اخرجن من علاقاتي |
Bunun temelleri annemle olan ilişkime kadar uzanıyor olabilir. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا له علاقه بعلاقتي مع أمي أتفهم هذا |