Ama Kleinfeld'le yakın ilişkine bakılırsa, bu kuvvetle muhtemel... değil mi dostum? | Open Subtitles | لكن مع علاقتك مع كلاينفيلد فهذا احتمال قائم الا تظن ذلك يا صديقي؟ |
Albie, senin kaçırılmış gibi olman babanla olan ilişkine bir fayda sağlamayacak. | Open Subtitles | ألبي، التظاهر بأنك مخطوف لن يساعد علاقتك بوالدك |
Anneni biraz alttan almalısın. Annenle ilişkine çok şey bağladım. | Open Subtitles | اريدك أن تعطي والدتك بعض الهدوء ، فأنا لدي الكثير من التحكم في هذه علاقتك معها |
FBI ajanıyla olan ilişkine devam edeceksin. | Open Subtitles | ستُكملين علاقتكِ مع عميل المباحث الفيدرالية |
Kızınla olan sorunların kendi annen ile olan ilişkine kadar dayanıyordur. | Open Subtitles | قد تكون مشاكلك مع ابنتك مشاكلاً في علاقتكِ مع أمك سابقاً! |
Günah işlediğinde evladım Tanrı ile olan ilişkine zarar verirsin. | Open Subtitles | عندما ترتكبين المعصية يا ابنتي تنكسر علاقتك مع الله. |
Ben Wyatt'le ilişkine söylediğin tarihten daha önce başladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن بأنك بدأت علاقتك مع بينّ وايت لقد قلتي هذا من قبل |
Artık Lola'yla birlikte olduğunu biliyorum ve söz veriyorum duygularımın ilişkine veya işimize zarar vermesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | اعلم انك مع لولا الآن ,وأعدك لن اجعل مشاعري تتدخل باي طريقه مع علاقتك او مع عملنا |
Bunun ağabeyinle ilişkine zarar verip vermemesi sana bağlı. | Open Subtitles | يمكن أن تدع هذا يخرب علاقتك مع أخيك .أو العكس |
Eğer Çinliler öldürürse, MC ile ilişkine etkisi olabilir. | Open Subtitles | ولو قام الصينيون بفعلها فذلك سيؤثر على علاقتك مع النادي |
Babanla ilişkine mal olmuş olmasına rağmen. Ama çok daha büyük sorunlarım var. | Open Subtitles | حتّى بعدما كلّفتك علاقتك بأبيك، لكن لديّ اهتماماتٍ أهم بكثير. |
- Ne? Yaramazlık yapmış olsam bile... Eğer ilişkine güveniyorsan, bu hiç de sorun olmamalı. | Open Subtitles | حتى وان عنفـتك ، إذا كنت تؤمن بوجود علاقتك فلن تكون هناك اى مشكلة |
Zor olabilir biliyorum ama başta sana kolay sorular soracak sonra kardeşinle olan ilişkine değinecek. | Open Subtitles | أعلم أن هذا قد يكون صعبًا لكنه سيسألك بعض الأسئلة البسيطة في البداية وبعدها سينتقل إلى علاقتك بأخيك |
Peki, uçaktan atla ya da ilişkine veda et. | Open Subtitles | صحيح، عليك ان تقفز من الطائرة او تقفز من علاقتك معها |
Bu ailenle ilişkine zarar veriyor olsa bile mi? | Open Subtitles | حتى لو كان هذا على حساب علاقتك بوالديك؟ |
Marcy ile senin ilişkine gerçekten imreniyorum, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم , انا حقاً أحسد علاقتك مع مارسي |
David ile ilişkine saygı duyuyorum. | Open Subtitles | احترم علاقتك بديفيد |
İlişkine değer verdiğin belli. | Open Subtitles | من الواضح أنك تحترم علاقتك |
Yash ile ilişkine bir itirazım yok benim. | Open Subtitles | ليس لديّ إعتراض على علاقتكِ , بـ ياش ؟ |