| Evet. Çok üzgünüm ama ilişkinize arka çıkacak takatim yok. | Open Subtitles | نعم انا آسف جداً , ولكن لا طاقة لي لمساندة علاقتكما |
| İlişkinize saldırmadan onun ne sıkıntısı olduğu konusunda konuşturabildik. | Open Subtitles | جعلناه يتحدث عن الذي يحصل عنه بدون مهاجمة علاقتكما |
| Şey, bu ilişkinize bir engel oluşturabilir. | Open Subtitles | ربما سيشكل هذا إرباكاً في علاقتكما |
| Biliyor musun; babamla ilişkimize bakınca; annenle ilişkinize imrenmeden edemiyorum. | Open Subtitles | عندما أتذكر العلاقة التي تجمعني بأبي أحسدك على علاقتك بأمك |
| Hepiniz ilişkinize son vermek istiyor gibisiniz. | Open Subtitles | يبدو أنكم تريدون إنهاء علاقتكم ببعض. |
| Şey, bu ilişkinize bir engel oluşturabilir. | Open Subtitles | هذا ربما سيشكل إرباكاً في علاقتكما |
| Hapishane ilişkinize iyi gelebilir. | Open Subtitles | قد يفيد السجن علاقتكما في الواقع |
| Bay Barasa'nın hayatınızdaki etkisi ve ilişkinize nasıl yansıdığıyla ilgili çözülmemiş duygularınızla, yüzleşmenizi sağladı. | Open Subtitles | حول تأثير السيّد (باراسا) على حياتكم وكيف أنّه يؤثر على علاقتكما |
| Ama olmaz dersen, Mike'ı arayıp ilişkinize son vermekten başka şansım kalmaz. | Open Subtitles | لكن إذا رفضت، سـأضطر للاتصال بـ(مايك) لإنهاء علاقتكما |
| Zehirli, pis kokusunu ilişkinize bulaştırmadan, çıkın dışarı! | Open Subtitles | اخرج من هنا قبل ان ترش فضلاتها السامة على علاقتك الجديدة" |
| Hannibal Lecter ile olan ilişkinize ışık tut. | Open Subtitles | ألقِ بعض الضوء على علاقتك بـ(هانيبال (ليكتر |
| İnan bana, bunun ilişkinize çok büyük katkısı olacak. | Open Subtitles | . ربما هذا شيء جيد في علاقتكم |
| - İlişkinize bir şans daha tanıdın mı? | Open Subtitles | هل أعطيتي علاقتكم فرصةً؟ |