"ilişkisine" - Translation from Turkish to Arabic

    • علاقتها
        
    • علاقته
        
    • لعلاقة
        
    • حداثة
        
    Ortalığı siker atar, kaçar suçu evliliğine ya da babasıyla olan ilişkisine atar. Open Subtitles أنها تفسد الأمور ة ترحل و تلقي اللوم على زواجها أو علاقتها بوالدها
    Emily benimle ilişkisine bir ara veriyor, ben de seninle ilişkime veriyorum. Open Subtitles إيميلي قطعت علاقتها معي لفترة وأنا سوف أقوم بالمثل معك
    Emily benimle ilişkisine bir ara veriyor, ben de seninle ilişkime veriyorum. Open Subtitles إميلي تقطع علاقتها معي مؤقتاً وأنا سأفعل معك المثل
    Leonard'ın Penny ile olan ilişkisine çok fazla takıldığını fark ettim de. Open Subtitles لاحظت لينورد يضايق كثيراً عن علاقته مع بيني
    Çünkü kızlarla ilişkisine burnumuzu sokuyoruz. Open Subtitles لاننا نتدخل في علاقته مع البنات
    Ayrıca ilişkimizin her zaman mükemmel olmadığını biliyorum ama belki de bu, iyi ve sağlıklı bir kardeşlik ilişkisine başlayabilmemiz için bir şanstır. Open Subtitles و اعرف ان تفاهمنا دائما لم يكن الافضل لكن يمكن ان هذه فرصة لكي نحصل على بداية جديدة لعلاقة اقارب جيدة وصحية
    Michael ile ilişkisine odaklanacak ve ne olursa olsun Rafael'den uzak duracaktı. Open Subtitles ستكون مركزة على علاقتها مع مايكل و سوف تتجنب رافائيل في جميع التكاليف
    Bence Fiona'nın ilişkisine karışmamalısın. Open Subtitles سأقول لكِ نصيحتي يجب أن تدعي "فيونا" تعيش علاقتها
    Sue ağabeyiyle yeni ilişkisine inanamıyordu. Open Subtitles سو) لم تستطع تصديق علاقتها الجديدة مع أخوها)
    Benimle olan ilişkisine mal oldu! Open Subtitles لقد كلفها علاقتها معي
    Fakat sağlık ve sosyal problemleri gösteren aynı indeksin kişi başına GSMH, brüt milli gelirle olan ilişkisine bakarsanız, ortada hiçbir şey yok, bir korelasyon yok artık. TED وإذا نظرنا إلى ذات المعلومات تبعاً لنفس المؤشر فيما يخص الصحة والمشاكل الإجتماعية وعلاقتها مع " نصيب الفرد من الناتج القومي الإجمالي" أو علاقتها بإجمالى الناتج القومى ، فاننا لن نجد أي علاقة فيما بينها ، لا يوجد أي رابط .
    Ama Bayan Stoddard'la olan ilişkisine gelince pek bir şey bulamadım. Open Subtitles لكن فيما يخص علاقته بالسيدة (ستودارد)، أخشي أنني لـم أتوصل للكثير.
    Onun babasıyla olan rezil ilişkisine hiç karışmıyorum ben. Open Subtitles لن أتدخّل أبدا في علاقته السيئة مع أبيه
    Patrick benimle ilişkisine son verdi. Open Subtitles باتريك فقط أنهى علاقته معي
    Desteksiz sallamak olacak ama köpeği Bay Bumpkins ile olan ilişkisine bakılırsa kız arkadaşı olmadığını düşünüyorum. Open Subtitles لمْ يتزوج قط ... -سآخذ تخميناً كبيراً هنا وأقول : بالإعتبار من علاقته مع كلبه، السيّد (بوبكينز)،
    Bu da büyük bir iş ilişkisine kötü bir başlangıç yapmışız gibi görünür. Open Subtitles وهذه تبدو كبداية سيئة لعلاقة عمل عظيمة
    Tipik egemen-itaatkâr ilişkisine işaret ediyor. Open Subtitles مما يشير عادة لعلاقة مسيطر و خاضع
    Üniversite ilişkisine göre güçlü bir ilişkiymiş. Open Subtitles هذه امور ثقيلة بالنسبة لعلاقة جامعية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more