"ilk duyduğumda" - Translation from Turkish to Arabic

    • أول مرة سمعت
        
    • عندما سمعت عن
        
    • عندما سمعت لأول مرة عن
        
    • عند سماعي
        
    • لأول مره
        
    • سمعت أول مرة
        
    Holokost inkarını ilk duyduğumda kahkahayla güldüm. TED أول مرة سمعت فيها عن نكران المحرقة، ضحكتُ.
    Rakamı ilk duyduğumda, "Dalga geçiyorsun." dedim. Open Subtitles أول مرة سمعت هذا الرقم قلت "لابد من أنك تمزح"
    Hayaleti ilk duyduğumda sekiz yaşındaydım. Open Subtitles عندما سمعت عن الشبح لأول مرة كنت في الثامنة
    Evet, ilk duyduğumda ben de aynı böyle bakmıştım. Open Subtitles أجل، نفس النظرة أعتلت محياى عندما سمعت عن الأمر.
    Ameliyatı ilk duyduğumda, karşı çıktım. Open Subtitles عندما سمعت لأول مرة عن العملية ، كنت ضدها
    E-sigaraları ilk duyduğumda gençlerin buna bayılacağından emindim. TED في المرة الأولى عند سماعي ورؤيتي لسيجارة إلكترونية، انتهيت على الفور أن المراهقين سيحبونها.
    Hikâyeyi ilk duyduğumda ben de öyle düşünmüştüm. Open Subtitles هذا ما إعتقدته بالضبط عندما تليت الرواية لأول مره
    Terri'nin ne yaptığını ilk duyduğumda 'tanrım, buna karşı bir kanun olmalı' dedim ama sonra üzerinde biraz daha düşününce senin uzaklaştığını düşünüyorsam benim ne yapacağımı düşündüm... Open Subtitles عندما سمعت أول مرة بما فعلته تيري يا الهي , لا , أنا اعتقدت أنه يجب أن يكون هنالك نوع من العدل
    Bu hikâyeyi ilk duyduğumda henüz küçücük bir çocuktum. Open Subtitles أول مرة سمعت بهذه القصة عدما كنت صبياً
    Adını ilk duyduğumda Open Subtitles أول مرة سمعت فيها باسمه
    Eski sahibimden özgür siyahları ilk duyduğumda Henry kadardım. Open Subtitles (روز)، كنت في عمر (هنري) أول مرة سمعت سيدي السابق يتحدّث عن شعب سود حرّ
    Bu acil vakayı ilk duyduğumda... diğerlerinden farklı bir şey düşünmemiştim... Open Subtitles عندما سمعت عن تلك الحالة الطارئة... لم أعتقد شيئاً غريباً...
    Size söylemem gerek, P-Küp'ü ilk duyduğumda kaderin bana gülümsediğini hisettim. Open Subtitles عليّ أن أخبركِ بأنني عندما سمعت عن نادي، ( ق ) التكعيبي بدا الأمر وكأن الموت قد سخر منّي
    Bob, söylemeliyim ki haberi ilk duyduğumda dayanamadım. Open Subtitles (أتعلميا(بوب.. يجبعليَأن أخبرك.. عندما سمعت عن الأمر في المرة الأولى, لم يكن بإستطاعتي المساعده
    Bu yeri ilk duyduğumda... Open Subtitles عندما سمعت عن المكان
    Kucağıma aldığım, canımdan bir parça olan bu çocuğun böyle bir şey yapabileceğini kızlara kendini teşhir edebileceğini ilk duyduğumda kalbim çok kırıldı. Open Subtitles عندما سمعت لأول مرة عن هذا الولد تمسكت به وكان جزء مني من الممكن أن يفعل هذا
    Babanı ilk duyduğumda, Jocelyn'le daha yeni görüştükleri sıralarda Ayaklanma ve Çember'den çok önce Valentine Morgenstern soyadını erdemle eş anlamlı olması için yüceltti. Open Subtitles عندما سمعت لأول مرة عن والدك في ذلك الوقت هو و جوسلين لاول مره ذهبو سويا قبل وقت طويل من الانتفاضة والدائرة
    Lambino'nun şehre geri döndüğüyle ilgili söylentileri ilk duyduğumda kendi kendime dedim ki, "İmkanı yok". Open Subtitles اتعلمون, عندما سمعت لأول مرة عن شائعات عودة (لومبينو) للمدينة لقد قلتَّ, "محالة" الرجل لن يهجر جنته فى "نيفادا"
    Harding adını ilk duyduğumda, başkanlık için onun aday olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles عند سماعي (هاردينغ)، حسبت أنه هو المترشح
    Yangın satışı lafını ilk duyduğumda eğer biri gerçekten yaparsa aslında güzel olur diye düşündüm. Open Subtitles عندما سمعت لأول مره عن "البيع الناري" ظننت أنه من المثير لو قام أحد بها
    Callie'nin, kardeşiyle birlikte koruyucu bakımdayken. 7 yılda 7 ayrı eve yerleştirildiğini ve bir çoğunun ihmalkar ve kötü niyetli olduğunu anlattığını ilk duyduğumda, reform konusunda benden daha iyi... bir savunucu olacağını hemen anlamıştım. Open Subtitles (عندما سمعت أول مرة بقصة (كالي حول تواجدها في دور الرعاية مع شقيقها ،و نقلها إلى عدة منازل في غضون سنوات سبع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more