"ilkesine" - Translation from Turkish to Arabic

    • مبدأ
        
    • بمبدأ
        
    Kökleri cezalandırıcı adalet ya da kısasa kısas ilkesine dayanmaktadır dolayısıyla misilleme cinayetleri bölgede birçok ölüme neden olmuştur. TED لقد تجذر فيها مبدأ العدالة الجزائية، أو العين بالعين، وبالتالي فعمليات القتل الإنتقامي أدت إلى وفيات متعددة في المنطقة.
    Bu açıdan nesnellik ilkesine katılıyorum; bir ev maviyse eğer, mavi derim. TED في هذا السياق، أنا أتفق مع مبدأ الموضوعية: إذا كان المنزل أزرق، أقول إنه أزرق.
    Madem açık iletişim ilkesine bağlı kalıyoruz... bana söylemek... - ...istediğin başka bir şey var mı? Open Subtitles جيّد، وبما أننا نتّبع مبدأ التواصل الصريح، هل هُناك شيء تودّ مُشاركته؟
    ve simyadaki eşit takas ilkesine değer veririz Open Subtitles ونحن نـأخذ بمبدأ الـتكافـؤ التجاري في الخـيـميــاء
    Heisenberg'in belirsizlik ilkesine aşina mısın? Open Subtitles هل انت على دراية بمبدأ عدم اليقين لهايزنبيرغ؟
    Ernst, Heisenberg'in belirsizlik ilkesine aşina mısın? Open Subtitles إرنست، هل أنت على دراية مبدأ عدم اليقين لهايزنبرغ؟
    Sınır koşullarının, nedensellik ilkesine ve psikolojik zaman okuna yönlenişi. Open Subtitles نظرية الكم و... كيفية شروط الحدود تؤدي إلى مبدأ السببية
    Albert, kuramın gerçekten Mach'ın ilkesine uymuyor. Open Subtitles قد اراني دليله, و البيرت, نظريتك لن تكن موفقة في الواقع, عوض مبدأ باخ
    Ernst, Heisenberg'in belirsizlik ilkesine aşina mısın? Open Subtitles إرنست، هل أنت على دراية مبدأ عدم اليقين هايزنبرغ؟
    Zamanın durması, belirsizlik ilkesine uymaz. Open Subtitles إيقاف الوقتِ يَنتهكُ مبدأ الحيرةَ.
    Orada, insanların sürekli değişen dünyaya uyması gerektiği ilkesine dayanan Lauren'ın bulduğu din olan Earthseed doğrultusunda yaşamaya çalışırlar. TED هدفهم هو العيش في ذلك المكان وفقًا لتعاليم دين لاورن المٌبتكر "بذرة اﻷرض"، القائم على مبدأ أنه على البشر التأقلم مع العالم المتغير بشكلٍ مستمر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more