| Kıyafetler, saat, okuduğu okulla ilgili usta imalar. | Open Subtitles | حسنا من الواضح انه نرجسي الملابس الساعة التلميحات الواضحة على مكان دراسته |
| Dedikodular, imalar, bunlar söylenti yaratır. | Open Subtitles | الإشاعات, التلميحات تداول الشائعات والمعلومات غير الرسمية |
| Gayler, ucuz imalar dışında toplum içinde asla böyle şeyler konuşmazlar. | Open Subtitles | مثليو الجنس لا يتحدثون عن ذلك أبدا في العلن إلا إذا اقتصر الأمر على التلميحات الرخيصة |
| İmalar bir kenara, Sayın Hakim, bunun hatalı yargılama olarak sayılmasını ve davanın düşmesini istiyorum. | Open Subtitles | لنضع التلميحات جانباً يا حضرة القاضية، أود أنّ ألتمس إحتجاز خطر، وأن تُعلن هذه الدعوى بالفاسدة. |
| Seksüel imalar baskı oluyor. | Open Subtitles | التلميحات الجنسية مُضايقة. |