| Suç Yakalama Sistemi onu tutan kişinin kimliği ile ilgili bir şeyler bulmak için Tetch'in bilgisayarına bakıyordu. | Open Subtitles | نعم، مركز الجرائم كان يطلع على حاسوب تيتش باحثين عن شيء يمكننا من معرفة الشخص الذي استأجره |
| Jack bu kişinin, Reed'in bilgisayarına şifreli dosyayı yerleştiren kişi olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد (جاك) بأنه الشخص نفسه الذي وضع الملف المشفر على حاسوب (ريد) |
| lsis bilgisayarını kullanıp Tess'in bilgisayarına girince bunu buldum. | Open Subtitles | وكنت أستخدم حاسوب (أيسيس) للدخول على حاسوب (تيس) ووجدت كلّ هذا. |
| Ama Kent'in bilgisayarına girmeden Babylon'dan ne aldığını öğrenemeyiz. | Open Subtitles | "لن نعرف ما اشتراه من "بابلون حتى نتمكن من دخول حاسوبه |
| - Başka kimin Kent'in bilgisayarına erişimi var? | Open Subtitles | من لديه إمكانية دخول حاسوبه سواه؟ |
| David'in bilgisayarına dosyaları nasl koydu? | Open Subtitles | كيف احضر الملفات على حاسوب "دايفيد"؟ |
| Gonzalez'in bilgisayarına yüklediğin takip etme programını da bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا أيضاً برنامج التعقب الذي نصّبته على حاسوب (غونزاليز). |
| Daily Planet'e gidip Lois'in bilgisayarına bakarken Tess'in oraya bir virüs yerleştirdiğini gördüm. | Open Subtitles | ألقيت نظرة على حاسوب (لويس) بالـ(دايلي بلانيت)... واكتشفت أن (تيس) قد... وضعت به برامج تجسس خطيرة |
| Harris'in bilgisayarına girdim. | Open Subtitles | لقد دخلتُ على حاسوب (هاريس). |