"inanın ya da" - Translation from Turkish to Arabic

    • صدقوا أو لا
        
    • صدق أو لا
        
    İnanın ya da inanmayın, aslında bu adamlar yol geçiyorlar. TED صدقوا أو لا تصدقوا ، كانوا يعبرون الطريق.
    Polis akademisinden çok zevk alıyorum ama inanın ya da inanmayın diğer öğrencilerle sosyal bir bağım yok. Open Subtitles تعلمون أنـا أستمتع فعلا بأكـادمية الشرطة لكـن صدقوا أو لا تصدقوا أنـا لا أتواصل اجتمـاعيـا مـع بقيـة الشرطـة
    İnanın ya da inanmayın bu konsey bir istisna yapacak. Neler olduğunu insanlar merak ediyor.. Open Subtitles لمرة واحدة، صدقوا أو لا تصدقوا، فإن المجلس سيقوم باستثناء
    İnanın ya da inanmayın, tütün bitkisinin hücrelerinde yetişen bir maddeyle, gribe karşı bir aşı geliştirme denemeleri devam etmekte. TED صدق أو لا تصدق، بأن هنالك محاولة مخبرية جارية للقاح ضد الانفلونزا التي كانت تنمو في خلايا نبات التبغ.
    İnanın ya da inanmayın, o kadar hızlı gitmek inanılmaz bir teknoloji olsa da pek işe yaramaz. Open Subtitles و صدق أو لا تصدق ، فبالسرعة التى تنطلق بها فيبدو أن تقنيتهم متخلفة و ليست بالكفاءة المناسبة
    İnanın ya da inanmayın, bu eskiden bir FBI ajanıymış. Open Subtitles صدق أو لا تصدق لقد كان عميلًا فيدراليًا
    Biliyormusunuz, inanın ya da inanmayın, çocuklar, daha önce hiç gelinlik seçmeye gitmemiştim, o yüzden yanıma gerçekten ne almam gerektiğini bilemedim . Open Subtitles أتعلمون , صدقوا أو لا تصدقوا لم أتسوق لفستان زفاف من قبل لذلك لم أعلم حقاً ماذا سوف أحزم
    İnanın ya da inanmayın, eve geldiğimizde... bu araba bizim olduğumuzdan daha iyi bir haldeydi. Open Subtitles صدقوا أو لا تصدقوا، في الوقت الذي وصلنا إلى المنزل... هذه السيارة كانت في حالٍ أفضل مما كنا عليه.
    İnanın ya da inanmayın, eve geldiğimizde... bu araba bizim olduğumuzdan daha iyi bir haldeydi. Open Subtitles صدقوا أو لا تصدقوا، في الوقت الذي وصلنا إلى المنزل... هذه السيارة كانت في حالٍ أفضل مما كنا عليه.
    Ve en iyi arkadaşı, inanın ya da inanmayın baba olmak üzere olurdu. Open Subtitles وأفضل صديق له، صدقوا أو لا تصدقوا، على وشك أن تصبح الأب نفسه .
    Gübre kullanıyor olmalısınız. İnanın ya da inanmayın, tuzlu su ekosistemi araştırmalarımızda ihtiyacımız olan şeylerin yüzde 80'ni tankların içinde. TED لابد أنكم تستخدمون الأسمدة. صدقوا أو لا تصدقوا، من خلال تحاليلنا للأنظمة البيئية للماء المالح 80% من ما نحتاجه متوفر في هذه الخزانات نفسها.
    Burada üç kamyon var. İçgüdüsel olarak beyaz kamyonu hareket ettirmek isteyeceksiniz çünkü size göre en üstteki kamyon o, ama sonra şunu düşüneceksiniz; "Ah,o bu kamyonu göremiyor, öyleyse benden mavi kamyonu kaydırmamı istiyor olmalı." bu, onun açısından en üstteki mavi. Şimdi, inanın ya da inanmayın, sizin gibi normal, sağlıklı, zeki yetişkinlerin %50 si böyle bir denemede hata yapıyor. TED هناك ثلاث شاحنات. وستقومون غريزياً بإختيار الشاحنة البيضاء، لأن هذه هي أعلى شاحنة من وجهة نظركم، لكن يجب أن تتذكروا "أوه، لا يمكنه أن يرى تلك الشاحنة، لذا لا بد بأنه يعني أن نحرك الشاحنة الزرقاء،" والتي تعتبر أعلى شاحنة من وجهة نظر الموجّه. والآن صدقوا أو لا تصدقوا فالراشدون الطبيعيون والأصحاء والأذكياء مثلكم، يرتكبون أخطاءاً بنسبة 50% في هذا النوع من التجارب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more