| Eğer böyle şeylere inanırsan, pişman olmayanları kurtaramk için gerekli güce sahip olur. | Open Subtitles | اذا كنت تؤمن بهذة الاشياء, هو يملك القوة... لمنح الإصلاح إلى الغير تائبين. |
| Efsanelere inanırsan eski Sümer'de doğmuş. | Open Subtitles | ان كنت تؤمن بالاساطير لقد ولد في سامراء القديمة |
| Zihin çok güçlü bir şeydir... neye ve kime inanırsan inan, bazen sadece inanç farklılığı yaratan her şeydir. | Open Subtitles | إن العقل شيء قوي. بغض النظر عمن أو ما كنت تؤمن به، الايمان في بعض الأحيان بحد ذاته يجعل من الجميع مختلفين في العالم. |
| Kötü şeylere inandığın gibi iyi şeylere de inanırsan, bulacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنك لو آمنت بالسعادة بالطريقة ذاتها التي تؤمنين بها في الأمور السيئة |
| Eğer işleyeceğine inanırsan, ve ben de işleyeceğine inanırsam işte o zaman işe yarayacaktır. | Open Subtitles | إن آمنتِ أنّها ستنجح، وآمنتُ أنّها ستنجح، فستنجح. |
| Ama bir şeye inanırsan, gerçekten inanırsan onun için savaşırsın. | Open Subtitles | ...ولكن إن كنتِ تؤمني بشيء تؤمني حقًا إذًا ستحاربين لأجله |
| Biraz. Eğer bir şeye yeterince inanırsan gerçek olup olmadığını kim söyleyebilir ki? | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تؤمن بشيئ ما من يستطيع ان يعرف اذا كان حقيقيا ام لا؟ |
| Söylediklerine inanırsan onlar da inanır. | Open Subtitles | يجب عليك أن تؤمن بما تقوله, وسيؤمنون به كذلك. |
| Ari, bu şehrin kontrolü senin elinde. Bana inanırsan yardım edebilirsin. | Open Subtitles | المدينة خاتم في أصبعك إذا تؤمن بي، ساعدني |
| Ama bu güce inanırsan sihirle parlar ve çok özel bir şey içeren bir şeye dönüşür. | Open Subtitles | لكنْ عندما تؤمن بقدرته سيتوهّج بالسحر و يصبح شيئاً مميّزاً جدّاً |
| Yapamam sanıyordum ama kendine inanırsan gerisi geliyor galiba. | Open Subtitles | انا اعلم انا استطيع فعل ذلك, ولكن اعتقد انك حصلت للتو أن تؤمن بنفسك, انت تعلم? |
| Eğer inanırsan, günışığı, aşk yolunu aydınlatır. | Open Subtitles | إن كنت تؤمن, الشمس تشرق, والحب" "يضيء طريقك |
| Kendine inanırsan hedeflerine ulaşırsın. | Open Subtitles | يجب أن تؤمن بنفسك وستحقق أهدافك. |
| - Sen de inanırsan kutsal olur. | Open Subtitles | ـ إن كنت تؤمن بذلك، إنه شيء مُقدس |
| Herkes için en hayırlısı olduğuna inanırsan yaparsın. | Open Subtitles | إنك تفعلينه عندما تؤمنين بأنه الأمر الأصلح بالنسبة للجميع. |
| Ne olursa ol ya da neye inanırsan inan sanırım tatiller moralini bozuyordur. | Open Subtitles | ،أعتقد أنّه لا يهم من تكونين وما تؤمنين به لكن العطلات تجعلك تفكرين في أمور |
| Pekâlâ asistan, eğer sen burada olman gerektiğine inanırsan onlar da buna inanır. | Open Subtitles | حسنٌ، أيتها المُساعدة. إن آمنتِ أنهُ عليكِ التواجد هناك، فسيصدقون ذلك |
| Aşka inanırsan aşk gelecektir. | Open Subtitles | يجب أن تؤمني بالحب لكي تجدي الحب |
| Ona dikkat et. Söylediği her şeye inanırsan gerçeği asla öğrenemezsin. | Open Subtitles | ،إذا صدقت كل شيء تقوله .لن تعرف الحقيقة أبدًا |
| Eğer olacağına inanırsan, o zaman tekrar olur. | Open Subtitles | اذا كنت تثق بأن هذا مقدرٌ له أن يحدث,اذاً سوف يحدث ذلك مجدداً. |
| Hayır. Bir şeyin doğru olduğuna gerçekten inanırsan.. | Open Subtitles | لا، أنظر, إذا آمنت بشدة أن شيئا ما هو حقيقي ... |
| Bir kuklacı olduğuna inanırsan... sadece kuklacı olabilirsin. | Open Subtitles | إذا آمنتَ بأنّك محرّك دمى ستغدو محرّك دمى |