Emin ol, bu dedikodulara inanmıyorum. Seni görünce bunlara inanamam. | Open Subtitles | إنني لا أصدق هذه الشائعات لا يمكنني تصديقها حين أراك |
Senin gibi soylu bir karaktere ve yüze sahip birinin böyle adi bir rüşvetçi olabileceğine asla inanamam. | Open Subtitles | لن أصدق أبداً أن رجلاً بنبل شخصيتك وسماحتك يمكن أن يقوم بهذا الأبتزاز الحقير |
Onun bu türlü suçlara karışaca... karışabileceğine inanamam. | Open Subtitles | لما يقارب 11 سنة لا أصدق أنه يتورط بجريمة كهذه |
İcra Kurulu'nda bir köstebek olduğuna inanamam. | Open Subtitles | لا اصدق ذلك هناك جاسوس على المجلس التنفيذي. |
Buna inanamam. O çok iffetlidir. | Open Subtitles | لا اصدق ما تقوله لانها مائلة الى الفضيلة كل الميل |
Duymam gerekenleri bana söyleyene dek söylediklerinin bir kelimesine bile inanamam. | Open Subtitles | وحتى تخبريني ما أودّ سماعه، لا يمكنني تصديق كلمة مما تقولين |
Böyle bir şeye inanamam. | Open Subtitles | أنا لن أصدق هذا أبداً الجسر لإستراحة الضابط |
Bir insanı bu kadar kızdırmış olduğuma inanamam. | Open Subtitles | لا أصدق بالحياة التي أعيشها، أنني أزعجت شخصاُ لهذه الدرجة. |
Bunlara inanman çok hoş, bebeğim ama kendi gözlerimle görmeden "gizemli olayların esrarı"na inanamam asla. | Open Subtitles | يسعدني أنكَ تتحلى بالإيمان عزيزي لكنني لن أصدق أي لغز لأي ظاهرةٍ غامضة ما لم أشهدها بأم عيني |
Buna inanmıyorum. Oh, Chloe, buna inanamam. | Open Subtitles | لا أصدق هذا, اوه كلوي لاأستطيع ان اصدق ذلك |
Kimsenin böyle aptalca bir yalan söyleyeceğine inanamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أيّ شخص سيكذب بسبب ذلك الأحمق هكذا. |
İnanamam. Böyle bitmemeli. | Open Subtitles | ولا أريد أن أصدق لايمكن أن ينتهي بتلك الطريقة |
Kalbinden gelerek söylediğini hissetmediğim sürece bu kelimelere inanamam. | Open Subtitles | لأنني لن أصدق كلماتكِ حتى أرى بأنها نابعةٌ من قلبكِ. |
Gazetedeki aptalca habere inanamam. | Open Subtitles | لم أصدق الأخبار الغبية في الأخبار |
Ama intihar edecek biri değildi. Buna hiç inanamam. | Open Subtitles | لكنها ليست انتحارية انا لن اصدق ذلك ابدا |
Resimlerde görmesem kesinlikle inanamam. | Open Subtitles | لو لم أكن قد رأيت ذلك في الصور، لن اصدق على الإطلاق. |
Sana bir soruyu bin kere de sorsam bu cevabı verdiğine inanamam. | Open Subtitles | أستطيع طرح هذا السؤال ألف مرة و مازلت لا اصدق بأن هذه اجابتك |
Bayan Allen, Liliet Saroyan'ı tanırım söylediklerinizin doğru olduğuna inanamam. | Open Subtitles | آنسة آلن، أعرف ليليات سارويان و لا أستطيع تصديق كلامك |
- Bir isyan riskine inanamam. | Open Subtitles | لا يمكنني تصديق أن هناك إحتمال حقيقي لتمرد |
Yalnızca sizin sözünüzle Ip Man'in masumiyetine inanamam. | Open Subtitles | على كلٍ، لا أستطع قبول شهادتكِ بهذه السهولة وأصدق بأنّ (ييب مان) بريء |
Anneme bunu yaptığına inanamam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق ان جئت لأمّي. |