"inanarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • يؤمن
        
    • مؤمنةً
        
    • بالإيمان
        
    • معتقداً
        
    • معتقدين
        
    • لإعتقاد
        
    Değerimin ve saygınlığımın bütün hayatım boyunca bildiğim bu kurallara göre belirlendiğine inanarak büyüdüm. TED وقد ترعرعت في عالم يؤمن بأن قيمتي ومكانتي تكمن في الالتزام بهذه القواعد التي تربيت عليها طيلة حياتي.
    Bu dünyada, hala bazı sırlar olduğuna inanarak öldü o. Open Subtitles لقد مات وهو يؤمن بأن مازال هناك ألغاز فى هذا العالم
    Hiçbir şeye inanmadan yaşayacağıma bir yalana inanarak ölürüm daha iyi. Open Subtitles حسنا إذاً .. أفضل الموت مؤمنةً بالكذبة من الحياة دون الإيمان بشيء
    Hiçbir şeye inanmamaktansa bir şeye inanarak ölürüm daha iyi dememiş miydin? Open Subtitles لقد قلتي، قلتي أنك تفضلين الموت مؤمنةً بشيءٍ ما، على العيش دون الإيمان بشيء
    Ama sen bana insanlara inanarak güçlü olmanın başka bir yolunu gösterdin. Open Subtitles ولكنك أريتني أن هنالك طريقة أخرى لأصبح قوبة بالإيمان بالناس
    John'un Narciss'in nasıl bir adam olması gerektiğine inanarak büyümesini istemiyorum. Open Subtitles ولا أريد لجون أن يكبر, معتقداً بأن الرجال تكون على شاكلة نارسيس.
    Buraya daha az vergi ödeyeceklerine inanarak gelmeleri çok önemli. Open Subtitles لابد ان يتركوالاجتماع معتقدين انهم سيدفعوا
    Çocuğumuzun beyninin kanıtı olmayan şeylere inanarak yıkanmasını istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن نغسل دماغ طفلنا ونجعله يؤمن بأمور لا برهان على وجودها
    Dostlar sana inanarak yardımcı olur. Open Subtitles رفيقك يساعدك لإنه يؤمن بك
    Hayır, hayır, sen yaptığın şeyi inanarak yaptın, o değil. Seni suçlayan yok. Open Subtitles هو لم يؤمن لا أحد يلومك
    Phil Coulson, bu fikre inanarak öldü. Open Subtitles (فيل كولسون) مات وهو مازال يؤمن بهذه الفكرة،
    Phil Coulson bu fikre inanarak öldü. Open Subtitles (فيل كولسون) مات وهو مازال يؤمن بهذه الفكرة،
    Hiçbir şeye inanmadan yaşayacağıma bir yalana inanarak ölürüm daha iyi. Open Subtitles حسنا إذاً أنا أفضل الموت مؤمنةً بالكذبة من الحياة دون الإيمان بشيء
    Hiçbir şeye inanmadan yaşayacağıma bir yalana inanarak ölürüm daha iyi. Open Subtitles حسنا إذاً أنا أفضل الموت مؤمنةً بالكذبة من الحياة دون الإيمان بشيء
    Hiçbir şeye inanmadan yaşayacağıma bir yalana inanarak ölürüm daha iyi. Open Subtitles لا انها كذبة، وسيتسبب لنا جميعاً بالقتل حسنا إذاً أنا أفضل الموت مؤمنةً بالكذبة
    Hicbir seye inanmadan yasayacagima bir yalana inanarak olurum daha iyi. Open Subtitles حسنا إذاً .. أفضل الموت مؤمنةً بالكذبة من الحياة دون الإيمان بشيء
    Bazen yalandan inanarak en gerçek olana ulaşırsınız Yalandan inanarak Open Subtitles أحياناً تصل إلى ما تتخيله بالإيمان به
    Ama inanırsak yapabiliriz ve inanarak yapıyoruz da. Open Subtitles لكن بالإيمان نستطيع، و بالإيمان نفعل
    Sen inanarak onu önledin. Open Subtitles أنت أوقفتيه عن طريق تحليكِ بالإيمان.
    Bütün hayatın boyunca, onun gerçek olduğuna inanarak büyürsün ve sonra onun gerçek olmadığını anlarsın... Open Subtitles تعيش طفولتك كاملة معتقداً ...أنه حقيقي و من ثم تكتشف العكس
    Babam bunun bir gizem olduğuna inanarak büyümüş. Open Subtitles أبي نشأ معتقداً نفسه (هونا)
    Sürünün kalanı daha kolay bir av bulduklarına inanarak duruyor. Open Subtitles بينما توقف بقية الأفراد معتقدين أن هدفهم هو الأسهل
    Şimdi, Ocak'ta, 2011'de, devrim başladı ve hayat 18 gün boyunca durdu ve 12 Şubat gününde, saf bir şekilde Kahire sokaklarında bunu kutladık. Devrimin başarılı olduğuna inanarak. TED الآن في يناير سنة 2011، بدأت الثورة، فتوقفت الحياة ل18 يوما، وفي ال12 من فبراير، احتفلنا بسذاجة في شوارع القاهرة، معتقدين بأن الثورة قد نجحت.
    Hıristiyanlığa inanarak yetiştirilmem, ikiyüzlülük gibiydi. Open Subtitles أنا رفعت لإعتقاد المسيحية كان مرادف بالنفاق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more