SP: Ama herkes bilir ki köleliği kaldıran hareket inanca ve duyguya bağlıydı. | TED | ستيفن: لكن كُل شخص يعرف أن حركة إلغاء العبودية إعتمدت على الإيمان والعواطف. |
Atalarımızın inancına, kutsal inanca sizlere sadık kalacağız ölene dek... | Open Subtitles | إيمان آباؤنا الإيمان المقدس سوف نكون صادقين معك حتى الموت |
- Nasıl oluyor da herkesin inanca ihtiyacı var ama varlığını bir çocuğun kulaklarına haykırıyor? | Open Subtitles | لن يحتاج أحداً للإيمان - لماذا يحتاج بقية الناس للإيمان - بينما تكون أنت الرجل الذي يعترف له بوجوده؟ |
Kızımızı inanca kurban eden senin gibi de değilim. | Open Subtitles | مثلك, نقدم بناتنا كأضحية للإيمان. |
Çünkü özellikle de Amerikan politik kültüründe şöyle değişmez bir inanca sahibiz: Sorun ne olursa olsun alışverişle bunu halledebiliriz. | TED | لأننا لدينا هذا الاعتقاد الراسخ، خاصةً في الثقافة السياسية الأمريكية، أننا نستطيع التسوق كحل لأي مشكلة. |
Bana da bunları yutturup, senin inandıklarına inanmamı sağlamadan ulaşmak istediğin inanca sahip olamayacaksın. | Open Subtitles | ابلع عالمك واصدق ماتصدقين به انت ابدا لن تحصلي على ذلك الايمان الذي تريدين ان تحصلي عليه |
Düşünceleri için mükemmel panzehiri bulmuşlar ve gerçek inanca talep olan zor zamanların sığınağını. | TED | عثروا على المضاد اﻷمثل للفكر والملجأ اﻷمثل للمطلب اﻷصعب للايمان الحقيقي. |
Bugün, bir milyardan fazla Afrikalı güçlü bir inanca sahip. | TED | لدينا اليوم أكثر من مليار أفريقي يعتنق الإيمان القوي. |
Mutluluk hakikati şuna inanır: Eğer doğru inanca sahipsen Tanrı seni ödüllendirmek ister. | TED | يدعي إنجيل الرخاء أنّ الله يريد أن يكافئك إذا كنت تمتلك النوع الصحيح من الإيمان. |
Çünkü İnançlı Leydi okulumuzda her şey inanca bağlıdır. | Open Subtitles | من الإيمان الذي كنت قد تظهر في البيانات، لأنه في سيدة الإيمان، |
...öğretmenlerimize duyduğumuz inanca ve birbirimize duyduğumuz inanca. | Open Subtitles | الإيمان في عقيدتنا وأعضاء هيئة التدريس في كل منهما الآخر. نعم. |
Bu buraya geldim ki... şunu söylemek için, bu inanca layık değilim. | Open Subtitles | هذه الليلة أقف أمامكم.. لأقول أنني لا أستحق ذلك الإيمان |
Gitmek zorundaydılar. Güçten birliğe, birlikten inanca. | Open Subtitles | يجب أن يرحلوا إن القوة تأتي من الوحدة و الوحدة من الإيمان |
- Bilimde inanca yer yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد حيِّز للإيمان في العلوم يا آش |
Korkunun inanca yol açmadığı aydın bir çağda yaşadığımızı düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | أود الإعتقاد بأننا نعيش الآن في عصر مستنير... حيث لا يكون الدافع للإيمان هو الخوف. |
İnanca ihtiyacım yok. Paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا لا أحتاج للإيمان ، إني أحتاج للمال |
Kilise, bu bölge nüfusunda Yahudilik ve İslam da dahil olmak üzere Hristiyanlık dışındaki her türlü inanca karşıydı. | TED | شوّهت الكنيسة سمعة أيّ إيمان خارج الدين المسيحيّ، بما في ذلك المجتمعات اليهوديّة والمسلمة الموجودة في تلك المنطقة. |
Kesinlikle inanca sahipsiniz. Şimdi cesaretinizi test edeceğiz. | Open Subtitles | أنت بالتأكيد لديك إيمان والآن سنختبر شجاعتك |
Eşimin ailesi, Aztec'ler, bir inanca sahiptir. | Open Subtitles | زوجتي وتضمينه في الأسرة، والأزتيك، لديهم الاعتقاد |
14. yüzyıla dönmektense 21. yüzyılı, bağnaz, kaprisli, acımasız, düzenbaz soykırımcı, homofobik, kadın düşmanı, ırkçı, kindar ve şiddet yanlısı bir zorbaya olan inanca bir son vererek kucaklamalıyız. | Open Subtitles | بدلاً من صياغة عقلنا بالقرن ال رابع عشر يجب أن نحتضن ال 21 برفض الايمان بالارهابي المتعصب |
Ama bilim dünyasında inanca hala yer var mı? | Open Subtitles | لاكن يوجد هناك مكان للايمان في عالم العلوم؟ |
Ondan sonra biraz inanca ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | و بعدها يجب أخذ عدة وثبات إيمانية |
Tuhaf. Her şeyi inanca bağlamanı her şeyin bir sebebi vardır bakış açını hiç anlayamamıştım. | Open Subtitles | هذا مضحك، أنا لم أفهم أبدًا مصدر حديثك القدري هذا |