Bazılarımızın doğaüstü güçlerinin olduğuna inandığım için mi? | Open Subtitles | لأنني أؤمن بأن شخصاً ما لديه موهبة خارقة ؟ |
Beni dünyanın en zengin adamlarından biri yapacağına inandığım için yaptım | Open Subtitles | فعلت هذا لأنني أؤمن بأنك ستجعلني واحداً من أغنى الرجال في العالم |
Ben bu işe ve sana inandığım için buradayım. | Open Subtitles | اشتركت معكم لأنني أؤمن بهاذا المزيج وأؤمن بك |
Haklı olduğuna inandığım için. Bu olayı geride bırakabiliriz. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أنّكَ محق يمكننا تجاوز هذه الحادثة |
Bana ne kadar büyük olduğumu söyleyen herkese inandığım için bıraktım. | Open Subtitles | لقد إنجرفت بعيداً لأنني صدقت كل شخص أخبرني كم كُنت رائعًا |
Hani Jibril'in masum olduğuna inandığım için yaptım. | Open Subtitles | أنا فعلت هذا بناء على قناعاتي أن هاني جبريل بريئة |
Ona inandığım için deli olduğumu düşünerek bakıyorsun. Onu tanımadığın için böyle düşünüyordun. | Open Subtitles | وأنتِ تنظرين إليّ وكأنني مجنون لتصديقه ولكن هذا لأنّكِ لا تعرفينه فحسب |
Ona inandığım için bütün bunlara katlandım. | Open Subtitles | لكنّي لم أقل شيئا لأنّي آمنت فيه |
Ben, mahkemelerimizin ve jüri sistemimizin dürüstlüğüne... inandığım için bir idealist değilim. | Open Subtitles | لست مثالياً ...حتى أجزم بذلك فى أمانة محاكمنا وفى نظام هيئة محلفيننا |
Teorin Tanrı'ya inandığım için vazgeçtiğim mi? | Open Subtitles | نظريتك هي أنني لن أغادر لأنني أؤمن بالرب؟ |
Hâlâ potansiyeline inandığım için hayattasın. | Open Subtitles | إنّكِ لا تزالين على قيد الحياة لأنني أؤمن في قدراتكِ. |
Bauer'a inandığım için makamımdan alındım. | Open Subtitles | ولقد عزلت من منصبي لأنني أؤمن بباور |
Sana inandığım için kaldırmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكر في ذلك لأنني أؤمن لك. |
Size sadece Kraliçem olduğunuz için sadık değilim ayrıca size inandığım için ve lider olacağınız için. | Open Subtitles | أنا مخلص لك... .. ليس فقط ل أنت لي الملكة... .. ولكن لأنني أؤمن بك... |
Buna inandığım için verdim. | Open Subtitles | أنا أعطيته لك لأنني أؤمن بمشروعك. |
Doğru olduğuna inandığım için yaptım bunları. | Open Subtitles | أفعل هذه الأمور لأنني أؤمن بأنها صواب |
Ama bunu, bize karşı elinde bir delil olduğuna inandığım için yapmayacağım. | Open Subtitles | لكن ليس لأنني أعتقد أن لديك شيء ضد أي منها |
Adalet ve bilgelikle liderlik edeceğine dair verdiğin söze inandığım için. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أنّك مناسب للقيادة بالعدل والحكمة |
İşin gerçeği, bu köktendincilerin peşinden gitmenin daha önemli olduğuna inandığım için, dedektifleri sözü geçen davalardan çektim. | Open Subtitles | أنني سحبت هؤلاء المحققين من هذه قضايا أخرى لأنني صدقت مسعى أؤلائك المتطرفين كان أكثر أهمية |
Çünkü daha iyi bir dünya yaratmaya çalıştığımıza inandığım için. | Open Subtitles | لأنني صدقت أننا نحاول أن نُنشئ عالماً أفضل. |
Hani Jibril'in masum olduğuna inandığım için yaptım. | Open Subtitles | أنا فعلت هذا بناء على قناعاتي أن هاني جبريل بريئة |
Sorun şu ki ona inandığım için aptalım, çünkü yalan söylediğini biliyordum. | Open Subtitles | أتعلم، بأن الأمور بأنني حمقاء لتصديقه لأنني علمت بأنه يكذب |
Sana inandığım için ona da inanıyordum. | Open Subtitles | -آمنت به لأنّي آمنت بك . -الأمر غير منوط بـ (نيك ). |
Ben, mahkemelerimizin ve jüri sistemimizin dürüstlüğüne... inandığım için bir idealist değilim. | Open Subtitles | لست مثالياً ...حتى أجزم بذلك فى أمانة محاكمنا وفى نظام هيئة محلفيننا |