"inanmak zorundasın" - Translation from Turkish to Arabic

    • عليك أن تؤمن
        
    • عليك أن تصدقني
        
    • يجب أن تؤمن
        
    • يجب أن تصدقيني
        
    • يجب أن تعتقدني
        
    • عليك أن تثق
        
    • عليكِ أن تصدقيني
        
    • عليك أن تصدقيني
        
    • يجبُ عليك أن تصدق
        
    • يجب ان تصدقني
        
    • يَجِبُ أَنْ تَعتقدَني
        
    • يجب أن تصدّقني
        
    • عليّك أن تُصدقني
        
    • عليك أن تؤمني
        
    • عليك تصديقي
        
    Eğer saat on ikiyi öğrenmek istiyorsan Neal inanmak zorundasın. Open Subtitles إذا أردت أن تشير إلى ترفع العجلة عليك أن تؤمن
    Çok kötü bir şey yapmak üzere, bana inanmak zorundasın! Open Subtitles لا، إنه على وشك القيام بعمل مرعب، عليك أن تصدقني
    Sebep ve kanıt olduğu sürece, bir şeylere inanmak zorundasın. Open Subtitles لكنك لست كذلك الآن يجب أن تؤمن بشيء لطالما يوجد السبب و الدليل للإيمان به
    Bana inanmalısın. Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تصدقيني، يجب أن تصدقيني
    Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles أنت يجب أن تعتقدني. لماذا؟
    Açıklaması zor. Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles من الصعب شرحها , ولكن يجب عليك أن تثق بي
    Bana inanmak zorundasın. Aramızda bir şey olacağı aklıma gelmezdi. Open Subtitles يجب عليكِ أن تصدقيني لم افكر أبداً أن شيئا سيحدث بيننا
    Sarhoş olduğumu ya da aklımı kaçırdığımı düşüneceksin ama bana inanmak zorundasın. Open Subtitles لا تظنين أنني مخمور وفقدت عقلي عليك أن تصدقيني
    Sana anlattığım her şeye inanmak zorundasın, anladın mı? Open Subtitles يجبُ عليك أن تصدق كل ما أقوله لك, اتفقنا؟
    Evet, Öyle.Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles ـ اصدقك؟ ـ نعم يجب عليك ذلك ـ يجب ان تصدقني ـ لماذا هو
    Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تَعتقدَني.
    Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! Open Subtitles لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً!
    Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! Open Subtitles لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً!
    Lütfen. Bana inanmak zorundasın. Aklım tamamen başımda. Open Subtitles أرجوكَ, عليك أن تصدقني, أنا لستُ مُعتَلَّة.
    Bana inanmak zorundasın, bu ölüm kalım meselesi. Open Subtitles عليك أن تصدقني هنالك أمر بالغ الأهمية يتوقف عليها.
    Kendine inanmak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تؤمن بنفسك
    Ama, Helen, b-bana inanmak zorundasın -- şu anda bitti. Open Subtitles (لكن يجب أن تصدقيني يا (هيلين لقد انتهى الأمر الآن
    Bana inanmak zorundasın! Open Subtitles أنت يجب أن تعتقدني.
    Buna sadece inanmak zorundasın. Bu senin ve Edward'ın arasındaki tek fark. Open Subtitles عليك أن تثق بما تفعله هذا هو الفرق الوحيد بينك و بين (إدوارد)
    Olayların çılgınca göründüğünü biliyorum ama bana inanmak zorundasın her şeyi tekrar düzene sokacağım. Open Subtitles أعلم أن الأشياء تبدو مجنونة, لكن يجب عليكِ أن تصدقيني, سأجعل الأمور صحيحة مرة أخرى.
    Delice geldiğini biliyorum ama bana inanmak zorundasın. Open Subtitles أدري أن لكلامي وقعًا جنونيًّا، لكن عليك أن تصدقيني.
    Sana anlattığım her şeye inanmak zorundasın, anladın mı? Open Subtitles يجبُ عليك أن تصدق كل ما أقوله لك, اتفقنا؟
    Mickey,bana inanmak zorundasın,bunu ben yazmadım. Bunu ben yazmadım. Open Subtitles يجب ان تصدقني, انا لم اكتب هذا ، لم أكتبه
    -Hayır.Sen bana inanmak zorundasın. Open Subtitles - لا. أنت يجب أن تصدّقني.
    Olson'un öldüğünü bilmiyordum. Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles لـم يكن لديّ فكرة أنـه قد مات، عليّك أن تُصدقني.
    Buna inanmak zorundasın. Open Subtitles عليك أن تؤمني بذلك
    Evet, eminim. Bana inanmak zorundasın. Open Subtitles ليا عليك تصديقي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more