"inanmazlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يصدقوا
        
    • يؤمنون
        
    • يصدقوني
        
    • يصدقوك
        
    • يصدقك
        
    • يصدقونني
        
    • يصدقون
        
    • يُصدقوك
        
    • يصدقونكِ
        
    • يصدقوننى
        
    • يصدقونى
        
    • يصدقو
        
    • لن يصدقنى
        
    Herkesin iyi dediği birinin kötü olduğunu söylersem inanmazlar değil mi? Open Subtitles ..لو أقول أن شخص سيء بينما الآخرون يقولون أنه جيد لن يصدقوا ذلك، صحيح؟
    Onu benim öldürdüğüme asla inanmazlar. Open Subtitles على أى حال ، لن يصدقوا ابداً أننى قد قتلته
    İnsanların küçükken inandıkları şeylere, büyüdüklerinde neden inanmazlar hiç anlamam. Open Subtitles لا ادري لماذا الكبار لا يؤمنون بما ارادوه وهم صغار
    İnsanlar, bu hikayeyi anlattığımda saçma olduğunu söylerler ve bana inanmazlar. Open Subtitles .. حينما أحكي هذه القصة للناس يقولون أن هذا هراء و لا يصدقوني
    Asıl bok sensin. Bu işe yaramaz. Sana inanmazlar. Open Subtitles أنت هي القذارة لن ينجح هذا إنهم لن يصدقوك
    Belki size inanmazlar ama en azından ses çıkaramazlar. Open Subtitles لن يصدقك أحد، لكن سيتم التغطية على الأمر
    İnanmazlar, dinlemezler bile. Open Subtitles إنهم لن يصدقونني أبداً إنهم حني لن ينصتوا
    Asla inanmazlar. Hayatınızda gördüğünüz her şeyin ötesinde. Open Subtitles حسنا , إنهم لم يصدقوا إنهأبعدمماقدرأيتهفىحياتك.
    Asla o olduğuna inanmazlar, ama gerçek bu. Open Subtitles إنهم لن يصدقوا هذا عنه .. ولكنها الحقيقه
    Artık paranın bende olmadığına asla inanmazlar. Open Subtitles وهم لن يصدقوا بعد الآن أنّي لا أملك المال.
    Eğer insan, babanı öldürdüğünü öğrenirlerse kraliçenin sana yardım etmediğine asla inanmazlar. Open Subtitles إذا علم الناس أنك قتلت أبوك لن يصدقوا أن ملكتك ليس لها علاقة بالأمر
    Biliyorum yetişkinlerin çoğu hayali arkadaşa inanmazlar ama ben inanıyorum. Open Subtitles أعلم بأن معظم البالغين لا يؤمنون بالصديق التخيلي انا أصدق
    Jain dinine mensup insanlar tek bir Yüce Varlığa veya Yüce Varlıklardan oluşan bir topluluğa bile inanmazlar. TED أتباع الديانة الجاينية لا يؤمنون بوجود إله واحد أو حتى مجموعة من الآلهة.
    Doktorlara inanmazlar. Kemiği kendisi yerine oturtmuş. Open Subtitles لا يؤمنون بالأطباء لقد عدلت الكسر بنفسها
    Kaza oldu, ama bana inanmazlar. Bebekle hemen gitmelisiniz. Open Subtitles لقد كانت حادثة ولكنهم لن يصدقوني يجب أن تغادري انتي والطفل
    Yakalanırsam, şansımı denerim. Bana inanmazlar bile. Open Subtitles لو قبض علي ، سأخذ فرصتي كم قلت ربما لن يصدقوني ابداً
    Birimi arayıp yardım istersek bize asla inanmazlar. Open Subtitles إذا اتصلنا بالوكالة من اجل المساعدة لن يصدقوك
    Belki size inanmazlar ama en azından ses çıkaramazlar. Open Subtitles لن يصدقك أحد، لكن سيتم التغطية على الأمر
    Öylece polise gidemem. Bana asla inanmazlar. Open Subtitles لا يمكنني الذهاب للشرطة أبداً، لن يصدقونني قط
    İnanılmaz Olaylar Programını arayamayız çünkü inanmazlar. Open Subtitles لنستطيع إخبار ريبلي ، صدق أو لا تصدق لأنهم لن يصدقون
    Onlara benim burada oldugumu soyleyemezsin. Sana inanmazlar. Open Subtitles ...لا يمكنك إخبارهم بأنني هنا, لأنهم لن يُصدقوك
    Bak, insanlara birinden bahsedersin de sana inanmazlar ya. Open Subtitles إسمعي، كما تعلمين، لقد حاولتِ ،وتكلمتِ مع الناس بشأنها ولم يصدقونكِ.
    İnanmazlar. Bak, orada onu korumak için, hükümetin bütün şubeleri var. Open Subtitles صدقنى , إنهم سوف لا يصدقوننى .لاحظ , أن هُناك فرعٌ كامل
    Çünkü bana inanmazlar. Bütün olanlardan sonra. Open Subtitles لأنهم لن يصدقونى . ليس بعد كل ما حدث
    Onlar inanmazlar onlar ne gördüm Çünkü farklıdır. Open Subtitles لن يصدقو ذلك، لأن ما رأوه مختلف.
    Eğer "Çalışırken." dersem inanmazlar. Open Subtitles اذا قلت لهم فى العمل لن يصدقنى احد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more