"inatçılık" - Translation from Turkish to Arabic

    • العناد
        
    • عنيدة
        
    • عنيد
        
    • عنيداً
        
    • بعناد
        
    • عناداً
        
    • عنيدا
        
    Sonu olmayan merağa sahipsiniz, bu inatçılık ve kararlılık başkaları ne derse desin devam etmenizi sağlayan şey. TED لديك هذا الفضول الهائل هذا العناد هذا النوع من الإرادة الحازمة التي ستدفعك إلى الأمام بغضّ النظر عن ما يقوله الآخرون
    Son baktığımda, inatçılık sekiz faziletten biri değildi. Open Subtitles على حد علمي العناد ليس من الصفات الحميدة
    Bana sorarsan, kız sadece inatçılık ediyordu. Open Subtitles لقد كانت ليلة طويلة علينا جميعا. حسننا إذا سألتنني أقول إنها كانت عنيدة
    Ölen hayvanlar bile inatçılık yapar. Open Subtitles حتى الحيوانات المحتضرة يمكن لها أن تكون عنيدة
    Bu inatçılık olmasa futbol takımı da olmazdı sanırım. Open Subtitles أعتقد بأن إذا أنت ما كنت عنيد .. لنيكونهناكفريق كرةقدم.
    İnatçılık yapma. Yardım edebileceğimi biliyorsun. Open Subtitles أنظر ، لا تكن عنيداً أنت تعلم أنه يمكنني مساعدتك
    Sen ise hâlâ aynen seninle tanıştığım gün ki gibi inatçılık yapıyorsun. Open Subtitles ولا زلت تتصرف بعناد كالعادة كنفس اليوم الذي إلتقيت به بك
    Eğer yanılıyorsan, buna inatçılık derler. Fakat eğer haklıysan, birden prensip sahibi biri olursun. Open Subtitles يسمى عناداً فقط إن كنت مخطئا أما إذا كنت محقاً
    Bu tip bir inatçılık seni Tea Party ile aynı kefeye koyuyor. Open Subtitles هذا العناد لا يجعلك أفضل من الحزب الرّجعي
    İnatçılık genetik anlaşılan. Kanımızda dolaşıyor. Open Subtitles يبدو أن العناد صفة متوارثة في العائلة إنه أمر ي دمائنا
    Güzel, inatçılık ve itaatsizlik etmeyi bırakabiliriz demek ki. Open Subtitles جيد ، إذا يمكننا أن نُحجم كل هذا العناد و التمرد
    CA: Ama Linux' ta geliştirme esnasında bu inatçılık bazen seni diğerleriyle ihtilafa düşürdü. TED كريس أندرسون: لكن خلال فترة تطوير لينكس، ذاك العناد جعلك أحياناَ في صراع مع باقي الناس .
    inatçılık kesinlikle bir aile özelliktir. Open Subtitles . العناد ، بالتأكيد صفة في العائلة
    Tanrım, temiz bir başlangıç şansı tanımıştın, ve ben söylemek istemediğim, aptalca bir şey söyledim... ve sözümü geri alamayacak kadar da inatçılık yaptım. Open Subtitles أعني تعطيني فرصة أخرى وقولي لأشياء سخيفة لم أقصدها وكنت عنيدة جداً لأتراجع عنها
    İnatçılık yaptığım için özür dilerim. Open Subtitles و أنا آسفة لأنّي كنت عنيدة جدّاً
    İnatçılık etme, bırak gideyim. Open Subtitles لا تكون عنيدة جدا! اسمحوا لي أن انتقل!
    Neden bu kadar inatçılık yapıyor bilmiyorum. Open Subtitles لا أعلـم لماذا هـو عنيد للغايـة بشأن هذا
    Madem inatçılık edip o eve taşınmıyorsun ki oraya taşınmak kaderinde var biliyoruz anneni bir bodrumda yaşamaya mı zorlayacaksın? Open Subtitles حسنا, لذا بما أنك عنيد ...للأنتقال لذلك المنزل ...مثل كلنا نعلم بأنه قدرك ...ستجبر أمك
    Şimdi bin, sonra inatçılık edersin. Open Subtitles إدخل الآن. أنت يمكن أن تكون عنيد لاحقا.
    Onu gördükten sonra daha fazla inatçılık edemezdim. Open Subtitles عندما رأيتها لم يعد بإمكاني أن أكون عنيداً أكثر من ذلك
    Sana yardım ediyordum, şimdi sen inatçılık yapıyorsun. Open Subtitles كنتُ أساعدكِ، إتفقنا؟ الآن أنتِ من يتصرف بعناد.
    Diğerlerinin inatçılık ve başarısızlık gördüğü yerde, ben büyük potansiyel görüyorum. Open Subtitles حيث يراه الأخرين عناداً وفشلاً .أَرى إمكانيةً عظيمةً
    İnatçılık et bakalım. Bari güzelce izle. Open Subtitles كُـن عنيدا إذن والق نظرة فاحصة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more