"incitmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • آذى
        
    • أذى
        
    • آذيت
        
    • تآذى
        
    • بإيذاء
        
    Birisi eşini incitmiş olabilir John. Open Subtitles شخص ما من المحتمل أنه آذى زوجتك
    Üniversitede atış yaparken omzunu incitmiş. Open Subtitles آذى كتفه برمي الكرة في الجامعة.
    - Hadi ama bileğini mi omzunu mu ne incitmiş. Open Subtitles لا أصدق ذلك , لقد أذى كاحله وكتفه , ذلك لايهم
    Brick Truitt'ler ve Wade'le çamurda araç kullanırken bileğini incitmiş. Open Subtitles ماذا حدث ؟ هل كل شئ بخير ؟ بريك أذى كاحله فى التزحلق على الطين مع الأخوه ترويت و وايد
    "Fat-Bottomed Girls" şarkısını söylediğimde hislerini biraz incitmiş olabilirim, ama telafi edeceğim. Open Subtitles :أعلم أنني عندما غنيت "فتيات المؤخرات السمينة" ربما آذيت مشاعرها قليلاً لكن أظن أن هذه ستعوّض عنها
    Annesini merak etmemesini söyledim. Sırtını mı incitmiş? Open Subtitles قلت له أن لا يقلق بشأن والدته، هل تآذى ظهرها؟
    Omuzunu incitmiş ve nasıl olduğunu bana söylemedi. Open Subtitles لقد قام بإيذاء كتفه ولم يقُل لي كيف حدث هذا
    Zavallı hayvan kanadını incitmiş. Open Subtitles مسكين ، آذى جناحه
    Düştüğünü tahmin ediyoruz. Düşüp kendini incitmiş. Open Subtitles نعتقد أنه سقط و آذى نفسه
    Seattlelı oğlan omzunu incitmiş. Open Subtitles ملاكم "سياتل" آذى كتفه.
    Ryan belini incitmiş. Open Subtitles آذى (رايان) ظهره.
    - Flynn boynunu ve sırtını incitmiş. Open Subtitles (Flynn-فلين) آذى رقبته وظهره
    - Flynn boynunu ve sırtını incitmiş. Open Subtitles (Flynn-فلين) آذى رقبته وظهره
    Evet, bu dağınıklığı mazur gör. Görünüşe göre Damon hislerini incitmiş. Open Subtitles أجل، عليكِ أن تعذري هذه الفوضى، فجليّاً أنّ (دايمُن) أذى مشاعرها.
    Aslında, ülseri olan, ayak parmağı şişen, eline kıymık batan, yıldırım çarpan bir adam için bir yerini incitmemiş derseniz, ben de bir yerimi incitmiş sayılmam. Open Subtitles جيّد، في الحقيقة، إذا أنت يَقُولُ الذي a رجل بقرحةِ، a مسمار في حذائِه وa شظية في إصبعه ثمّ ضَربَ بالبرقِ... إذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَقُولَ بأنّه لَمْ يُؤْذَ ثمّ لَستُ أذى.
    Aslında, ülseri olan, ayak parmağı şişen, eline kıymık batan, yıldırım çarpan bir adam için bir yerini incitmemiş derseniz, ben de bir yerimi incitmiş sayılmam. Open Subtitles جيّد، في الحقيقة، إذا أنت يَقُولُ الذي a رجل بقرحةِ، a مسمار في حذائِه وa شظية في إصبعه ثمّ ضَربَ بالبرقِ... إذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَقُولَ بأنّه لَمْ يُؤْذَ ثمّ لَستُ أذى.
    Önemli olan, Joanna'yı incitmiş olmam. Open Subtitles ما اقصده هو أني آذيت جوانا
    - Eğer Tucker'ı incitmiş olsaydım... Open Subtitles -اذا كنت قد آذيت (تاكر )..
    Evet, sırtını incitmiş. İş yerinde. Open Subtitles أجل، لقد تآذى ظهرها في العمل
    -Karım iş yerinde sırtını incitmiş. Open Subtitles -زوجتي تآذى ظهرها في العمل
    Evet, adamın duygularını incitmiş olmalısın. Open Subtitles أعتقد أنك قمت بإيذاء مشاعره
    Bir çocuğu incitmiş mi falan. Open Subtitles أو قام بإيذاء أحدهم وما شابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more