Aynı şeyden muzdarip olmasını ve... ...aynı hastalığı olan insanları korumak... ...için çok çabalamasını bambaşka buluyorum. | TED | وأنا فقط أجد من الغريب أنها تعاني من نفس الشيء الذي حاولت جاهدة لحماية الناس منه. |
İnsanları korumak için hukukun gücünü kullanabileceklerine inandılar. | TED | وكانوا يعتقدون أن بإمكانهم استخدام قوة القانون لحماية الناس. |
Ve bunu etrafındaki insanları korumak için kullanmanı takdir ediyorum. | Open Subtitles | وانا معجب لانك تستخدمها لحماية الناس المقربين منك |
Buradaki, herkes bir noktada değer verdikleri insanları korumak için sınırları aştı. | Open Subtitles | جميعنا هنا تخطينا الحدود لحماية أشخاص نهتم بشأنهم |
- Senin gibi insanları korumak için. | Open Subtitles | لحماية أشخاص يشبهونك! |
Bence bunu sevdiği insanları korumak için yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أنه فعل ذلك من أجل حماية الناس الذي يحبهم |
Bence bunu sevdiği insanları korumak için yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أنه فعل ذلك من أجل حماية الناس الذي يحبهم |
İroni, böyle yerlerin insanları korumak için yapılıyor olmasında. İroniden nefret ederim. | Open Subtitles | المفارقة أنّ أماكن كهذه أنشئت لحماية الناس |
İnsanları korumak için yaptığımız her şeye rağmen bize bir insan mı ihanet ediyor? | Open Subtitles | بعد كلّ ما قدمناه لحماية الناس يقوم إنسانٌ بخيانتنا |
- Bazen değer verdiğimiz insanları korumak için hoşlanmadığımız şeyler yapmamız gerekebilir. | Open Subtitles | حسناً ، بعض الاحيان علينا القيام بأشياء لا تعجبنا لحماية الناس التي نهتم لهم |
Görüntülerle oynamak bizim için sıradan bir şey. Bunu normalde insanları korumak için yaparız. | Open Subtitles | إنه ليس من غير الطبيعي بالنسبة لنا أن نعدل صور، نفعلها غالباً لحماية الناس |
Sevdiğim insanları korumak için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | سأقوم بكلّ ما يتطلبه الأمر لحماية الناس الذين أحبّهم. |
Yaptığım şeyleri insanları korumak için yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ما فعلتُه لحماية الناس |
İnsanları korumak için sığınak yaptı. | Open Subtitles | اِلّا لِتكون مستودعاً لحماية الناس. |