"iskeleye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الرصيف
        
    • الميناء
        
    • المرفأ
        
    • للميناء
        
    • حوض السفن
        
    • للرصيف
        
    • إلى رصيف
        
    • الدفه
        
    • الرصيفِ
        
    2 nolu iskeleye bir tekne ve bir mavna yanaşıyor. Open Subtitles هناك قارب صيد و زورق 2 قادمان إلى الرصيف رقم
    Bu iskeleye temiz dediniz. Ne olup bitiyor burada? Open Subtitles لقد اخبرتنى بأن ذلك الرصيف خالى , بحق الجحيم ماذا يجرى هناك ؟
    Maçlardan sonra kız arkadaşını başından savardı. Sonra iskeleye giderdik. Open Subtitles عنيدا وتخلي صديقته بعد الألعاب وكنا ننزل إلى الرصيف.
    Teknenin pruvasını oradaki iskeleye bağlı olarak bulmuştum. Open Subtitles لقد وجدت قوس قاربى و قد ربط إلى رصيف الميناء
    Kalabalığın yaptığı gibi o da iskeleye doğru gidiyordu. Open Subtitles مثل بقية الحشود كانت متجهة إلى رصيف الميناء
    Bayanlar baylar, iskeleye giden son servis beş dakika sonra kalkıyor. Open Subtitles سيداتى وسادتى, اّخر مكوك إلى المرفأ يغادر بغد 5 دقائق
    Harika. İskeleye kadar gittik ve döndük. Open Subtitles عظيم، ركضنا طول الطّريق إلى الرصيف وعدنا، صحيح، عزيزي؟
    Jack gemiden atladığında iskeleye yetişebileceğini tahmin etmemiştim. Open Subtitles انا لم اعتقد ان جاك سينجح فى الوصول الى الرصيف عندما قفز من القارب
    Aslında otobüsten indiğimde iskeleye gitmeli ve atlamalıyım. Open Subtitles في الواقع عندما سأنزل من الحافلة سأمشي نحو الرصيف البحري و اقفز
    Sonra limuzini iskeleye doğru sürdünüz. Open Subtitles ثم أخذت الـ ليمو إلى الرصيف البحري جميعنا ؟
    Biraz beklersen seni iskeleye götürecek birini bulabilirim. Open Subtitles , إن انتظرت للحظة سأدع شخصاً ما يأخذك إلى الرصيف
    Neden onu balık tutması için iskeleye götürmüyoruz? Open Subtitles ماذا عن اخذه للكورنيش ليصطاد ؟ الكورنيش : الرصيف بجانب البحر ، ليس الشاطىء
    Patates kızartması almak için iskeleye. Open Subtitles إلى الرصيف لأحصل على بعض من قطع البطاطا المقلية
    Annem yakında dönecek, iskeleye gitmem gerek. Open Subtitles إمي ستعود قريباً لذا يجب ان أتوجه الى الرصيف
    Bombacı iskeleye gidiyor. Her an gelebilir. Open Subtitles المفجر فى طريقه الى الميناء سيعود لهناك فى اية دقيقة
    Sonra iskeleye gittim ki taşları daha uzağa atabileyim. Open Subtitles وذهبت إلى الميناء ، لأتمكن من رميهم بشكلٍ ابعد
    Durum şu ki cesetleri artık iskeleye atmıyor, bu da bizim varlığımızdan haberi olduğu, dolayısıyla çok uzaklarda olmadığı anlamına gelir. Open Subtitles حقيقة هي انه يرمي الجثث بعيدا عن رصيف الميناء مما يعني أنه غالبا يعرف بتحقيقنا و ان هذا لم ينتهي على الاطلاق
    Sen iskeleye gidiver. Onları görünce şapkanı sallarsın. Open Subtitles إذهب إلى رصيف المرفأ وعندما تراهم لوّح بقبعتك
    Her şeyin hazır olduğu gece iskeleye gidip bekledim. Open Subtitles لقد حل الليل و ذهبت الى المرفأ و أنتظرت.
    Biz iskeleye gideceğiz ama siz kesin gidin. Open Subtitles نحن ذاهبون للميناء, ولكن يمكنكم أيها الرفاق الذهاب
    İskeleye sivillerin girmesini önlemek zorundayız. Open Subtitles يجب أن تعرف أن على المدنيين أن يبتعدوا عن حوض السفن
    İskeleye kıçınızı kurtarmaya geliyorum yerinde olsam kaşar gibi davranmazdım. Open Subtitles لقد ذهبت للرصيف لحمايتكِ لذا لم اكن لاتذمر لو كنت في مكانكِ
    İskeleye kır! Open Subtitles أدر الدفه كامله

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more