- Evet. Lejyoner olduğunu ispatladı. Tıpkı bugün bizim için ölen diğer on dokuz cesur Lejyoner gibi. | Open Subtitles | نعم، لقد أثبت إنه كذلك مثل 19 شاباً شجاعاً ماتوا لأجلنا اليوم |
Artık davamız inanmadığını, bana bugün ispatladı. | Open Subtitles | وقد أثبت لي هذا اليوم أنه لم يعد مؤمناً بقضيتنا |
- Düzelmiş olman, bu kanın olağanüstü bir iyileştirme özelliği olduğunu ispatladı. | Open Subtitles | شفائك أثبت أن هذه الدماء لديها قدرة علاج عالية |
Korra harika bir pro-bükücü olabileceğini ispatladı. | Open Subtitles | كورا اثبتت انها متحكمة محترفة رائعة |
Tekrarlanmış psikoloji testleri, hedefinizi birine söylemenizin onun gerçekleşme olasılığını azalttığını ispatladı. | TED | أثبتت التّجارب السّيكولوجيّة المتكرّرة أنّ إخبار أحد ما بهدفك يُقلّل من إمكانيّة تحقيقه. |
Greg biraz önce, Finn'in o atışı yapmak için cesedin yanına gidecek kadar vakti olduğunu ispatladı. | Open Subtitles | جريج فقط أثبتَ بأنّ ذلك وقتُ بما فيه الكفاية للفنلندي أنْ سلّمَ الطلقةَ النهائيةَ على الجسمِ. |
Düzelmen, bu kanın olağanüstü bir iyileştirme özelliği olduğunu ispatladı. | Open Subtitles | شفائك أثبت أن لهذه الدماء قدرة علاج عالية |
Collier nerede olursanız olun sizi bulabileceğini zaten ispatladı, yani burası da diğer yerler kadar iyi. | Open Subtitles | كولير أثبت أنه يستطيع الوصول إليك فى أى مكان لذلك هذا المكان مثل أى مكان آخر |
Kusursuz bir matematikle, polenlerin dansının atomun boyutlarını ortaya çıkardığını ispatladı. | Open Subtitles | بمعادلات رياضية لا يوجد بها ثغرات أثبت أن تراقص حبوب اللقاح يكشف عن حجم الذرة |
Bunu da uyuşturucu alarak kimseyi düşünmeden bencilce ölerek ispatladı. | Open Subtitles | و لقد أثبت ذلك بموته بطريقة أنانية مخدرا بمسكنات الألم بدون أن يفكر بأي أحد |
Süpermen yenilmez olduğunu ispatladı. | Open Subtitles | سوبرمان قد أثبت نفسه أنه لا يُهزم. |
Albay Young, kendisine güvenilemeyeceğini ispatladı. | Open Subtitles | العقيد "يونغ" أثبت أنه لا يمكننا الوثوق به |
Bunu basit bir düşünsel deney ile ispatladı. | Open Subtitles | ولقد أثبت ذلك بتجربة فكرية بسيطة |
Saskatoon'lu oyuncu en az Craig Marko kadar yumruk attığını ispatladı. | Open Subtitles | "الذي أثبت أنّ لديه قدر كبير من اللكمات مثل (كريغ ماركو)." |
Cornelius haklıydı, Doktor. Bunu ispatladı. | Open Subtitles | كورنيليوس) كان مصيبا يا دكتور ، لقد أثبت صحة نظريته) |
Evlenebileceğini ispatladı. | Open Subtitles | لقد أثبت أنه قادر على الزواج. |
Carl Carlson bunu ispatladı. | Open Subtitles | كارل كارسلون اثبتت ذلك |
Duvardaki harfler bunu ispatladı. | Open Subtitles | اثبتت الحروف على الحائط ذلك |
Akranlarından nefret ediyor. Birkaç yeri bırakarak bunu ispatladı zaten. | Open Subtitles | أنها تكره نظرائها , أثبتت ذلك خلال اليومين اللذين امضتهما بالمركز |
Kız,tahmin ettiğimden daha sıkı olduğunu ispatladı. | Open Subtitles | البنت أثبتت لكي تكون الكثير صعب ان تنهار ممن توقعت |
Güzel haber şu: CSI, öldürücü atışı senin yapmadığını ispatladı. | Open Subtitles | حَسناً، أخبار جيدة، CSIs أثبتَ أنت لَمْ تُرتكبْ a ضربة قاضية. |
Kan testi bebeğin benim olmadığını ispatladı. | Open Subtitles | التحليل أثبتَ أنه ليس طفلى. |