Canavarın istediği bir şey buldum. Çocukluktan kalma, benden bir şey. | Open Subtitles | وجدتُ شيئاً يريده الوحش، شيئاً ملكي مذ كنتُ صغيراً |
Sen mi başkan olmak istiyorsun yoksa ailenin istediği bir şey mi bu? | Open Subtitles | أتريدي حـقـاً أن تكوني رئيسة أم أن هذا شيئاً يريده والداك؟ |
Herkese şunu dedi: “Şu anda bu adamın yapmak istediği bir şey varsa, o da kendi imajını kontrol etmektir. | TED | و أخبر الجميع، "لو كان هناك شيءٌ يريده هذا الشخص الآن، هو سيطرته على صورته. |
Buradaydı çünkü elimizde onun istediği bir şey vardı. İskelet anahtar. | Open Subtitles | أتى لأنّه أراد شيئًا ملكناه، مفتاح الهيكل العظميّ. |
Sana söylemek istediği bir şey var. Konuşmanızı canlı yayınlayabilir miyiz? | Open Subtitles | لديه شيء يريد أن يخبرك به ألا بأس في إذاعتنا لمحادثتكما؟ |
Phil'in sana söylemek istediği bir şey var sana kendi ağzından söylemesi daha uygun olur diye düşündüm. | Open Subtitles | فيل لديه ما يرغب بقوله لذا ظننت ان عليه ان يقوله بشكل شخصي |
Anlaşılan her ikimizde de diğer tarafın istediği bir şey var. | Open Subtitles | يبدو كلانا يملك شيئا يريده الآخر ربما يمكننا ابرام اتفاق |
Ama şimdi o elimizde. Çünkü bizde onun istediği bir şey var. | Open Subtitles | و الآن تمكنا منه لأننا معنا شيئاً يريده |
- Evet, eğer orada kalırsa ama elimizde istediği bir şey var. | Open Subtitles | -لا يستطيع الوصول إليه... -نعم، إذا ظل هناك ... لكننا معنا شيئاً يريده... |
Neyse ki, elimizde istediği bir şey var. | Open Subtitles | ولحسن الحظ، لدينا شيئاً يريده |
Yani aranızda ya bitmemiş bir iş var ya da Detektif Farr rüşvet alıyor ya da sen de onun istediği bir şey var. | Open Subtitles | فهذا يعني أنّ لديكَ عملاً غير مُنتهي، أو أنّ المُحقق (فار) مُقحم بأمر ما يحتدم. أو أنّ لديكَ شيئاً يريده. |
Neden Huck'a onun istediği bir şey veresin ki? | Open Subtitles | لماذا تريد إعطاء (هاك) شيئاً يريده ؟ |
Elinde onun istediği bir şey varsa başka tabii. | Open Subtitles | -كلا . -إلا إذا كنت تملك شيئاً يريده . |
Üst yönetimi devirmek hepimizin istediği bir şey senin, benim hatta kütüphanecinin bile. | Open Subtitles | إسقاط "الإشراف" شيءٌ يريده جميعنا أنتَ، أنا ... حتى موظف المكتب هنا |
Buradaydı çünkü elimizde onun istediği bir şey vardı. İskelet anahtar. | Open Subtitles | أتى لأنّه أراد شيئًا ملكناه، مفتاح الهيكل العظميّ. |
Herkes karşısındakinde istediği bir şey bulur. | Open Subtitles | كل طرف لديه شيء يريد الطرف الآخر. |
Seni buraya getirdiyse bana söylemek istediği bir şey vardır. | Open Subtitles | ان كان هو من اجلبك هنا اذاً , يبدو ان هناك شئ هو حقاً يريد ان يقوله لي |
İstediği bir şey bende var iken değil. | Open Subtitles | ليس إذا كان لدى شيئا يريده |