Babamında istediği gibi saati almalıydım. Ben ise ona bakamıyorum bile. | Open Subtitles | كان علي أن آخذ الساعة، كما أراد والدي ولكنني لم أستطع حتى التطلع إليها. |
Tıpkı hikmetinden sual olunmayacak Tanrı'nın olmamı istediği gibi. | Open Subtitles | كما أراد الله في حكمته اللانهائية عناني أن أكون |
Onları değiştirebilir, iptal edebilir, istediği gibi kullanabilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يغيره ، أن يلغيه يستخدمه كما يريد |
Ve her kim terkedilmiş mülkiyet iddiasında bulunursa, onu istediği gibi kullanabilir. | Open Subtitles | فهي إذاًً , ملكيه مهجوره ومَنْ يحصل على ملكيه مهجوره يملك الحق في استعمالها كما يشاء |
Madeni para olarak 100,000$ var, Raza'nın istediği gibi. | Open Subtitles | مائة الف دولار عملات ذهبية,كما طلب رازا. |
Kore'ye geldim ve ağzım istediği gibi konuşuyor. | Open Subtitles | لقد أتيت إلى كوريا وفمي يتحرك كما يحلو له. |
Çünkü bizi istediği gibi yaşatacak parası yoktu. | Open Subtitles | لانه لم يكن يملك المال الكافي للاعتناء بنا كما اراد |
Eğer dinleme işi bize adamları vermezse, zaten tutuklamayı istediği gibi yapabilir. | Open Subtitles | وإذا لم يعطنا التنصّت قضية يمكنه اتهامهم بالجرائم التي يريدها |
Bu sırada ben, babamın da istediği gibi ülkeyi korumaya çalışacağım. | Open Subtitles | فيهذهالأثناء،أجاهدبشدة منأجل أن أحمي إمبراطوريتنا، كما أراد أبي. |
Şimdi istediği gibi bir sene içinde emekli olamayacak. | Open Subtitles | الآن لا يستطيع أن يتقاعد بعد سنة كما أراد |
Tanrı'nın istediği gibi özgür bir yaşam sürdürebilmek için oluşturmaya çabaladığımız bir cemaatte var gücümle çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد عملت بجد مع الجميع لبناء مجتمع حيث يمكننا أن نعيش أخيرا مجانا كما أراد الله. |
Ama Bilgisayar Meleği istediği gibi girip çıkıyor korumalara ateş ediyor ve kameralar yüzünü yakalayamıyor. | Open Subtitles | لكن ملاك الكمبيوتر يأتى ويذهب كما يريد وتطلق النار على الحراس بدون ان تسجل الكاميرات وجهها |
Sanırım istediği gibi evrakları kasaya yerleştirip olayı kazası belasız atlatmaya çalışmaktan başka yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | أعتقد أنني فقط سأزرع ذلك الملف في الحقيبة الدبلوماسية كما يريد و أحاول أن أخفّف من الضرر إذا نجوت |
Oraya taşındı, çünkü kendine ait, istediği gibi girip çıkabileceği bir yer istedi. | Open Subtitles | انتقل إلى هناك لأنّه يريد مكانه الخاص. يمكنه المجيء والمغادرة كما يشاء. |
Efendi, istediği gibi girip çıkabilir. | Open Subtitles | السيد يمكن أن يأتي ويذهب كما يشاء |
Durun tahmin edeyim, intihar olduğu için otopsi olmadı sonra da kocanızın istediği gibi yakıldı, değil mi? | Open Subtitles | دعيني أحزر, لم يجروا تشريح للجثة لأنه كان إنتحار وتم حرق الجثة كما طلب زوجك أليس كذلك ؟ |
Kalede istediği gibi gezip dolaşan biri... Kralın ahırlarına giriş yetkisi olan biri... | Open Subtitles | هنالك شخص يجوب القصر كما يحلو له، شخص لديه صلاحية الوصول إلى حظائر خيول الملك، |
Ayrıca iyi olan tek şey krem peynirli şekerlemeler ki onlar da havuçlu kekin üzerinde oluyor, Tanrı'nın istediği gibi. | Open Subtitles | والشيء الجيد الوحيد بشأنه هو غطاء كريمة الجبنه الذي يفترض ان يعيش فوق كعك الجزر كما اراد الرب |
Benimle Bekâret Yemini Balosu'na gelmeye karar verip seni İsa'nın istediği gibi korumama izin verdiğin için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخورٌ بكِ جدآ لأنكِ قررتِ الذهاب الى حفله النقاء وجعلتني أحميكِ بالطريقه التي يريدها المسيح؟ |
O yüzden tarih bazen yetişkinlerin olmasını istediği gibi hatırlanır. | Open Subtitles | فإنه في بعض الأحيان يكون التاريخ... ليس كما يرغب البالغين أن يكون |
Hayır, hanımefendi istediği gibi gidip gelebilir. | Open Subtitles | لا، يمكن للسيدة أن تأتي، وتذهب كما تشاء |
Acaba neden istediği gibi ona bu parayı elden vermediğinizi öğrenebilir miyim? | Open Subtitles | هل يُمكنمى سؤالك لماذا لم تقوم بتوصيلهم شحصياً كما طلبت منك ؟ |
Bu son isteği, onun istediği gibi olmalı. | Open Subtitles | أمنيته الأخيرة يجب أن تكون كما أرادها هو |
İstediği gibi bir hayat yaşayacak. | Open Subtitles | هي ستعيش حياة كما ترغب. |
Zayıf. Aynen İrlanda'lıların istediği gibi. Ama eğer tek bir kara parçası olsaydık... birleşmiş... | Open Subtitles | ضعفاء , بالضبط كما يريدنا الأيرلنديون ولكن إن أصبحنا أرضاً واحدة , متّحدين |
Yani, onu herkesin oynamamı istediği gibi oynarsam biraz yaşlı başlı, geçkin bir kadın gibi kariyerim sona erer. | Open Subtitles | أقصد, إن لعبت دورها كما يُريد الكل مني كعاملة صغيرة طاعنة بالسن مسيرتي المهنية قد انتهت |
İki kız takılıyorlar, birbirlerinin saçlarını fırçalıyorlar, tam Tanrı'nın istediği gibi. | Open Subtitles | فتاتان تخرجان معاً وتسرّحان شعر إحداهما الأخرى مثلما أراد الله |