Yakında oturan insanların tümü, bir araya gelip onu anmak istediler. | Open Subtitles | جميع الناس اللذي تفصلهم عنه مسافة بعيدة أرادوا أن يتجمعوا ويتذكروه |
Ama çoğu zaman halkın ilgisini bu tüylü şeylere çekmek istediler. | Open Subtitles | و لكنهم في الغالب ارادوا ان يركز الجمهور على المادة الصفراء |
Sonra balık çiftliği yapmak istediler ve yine meclis hayır dedi. | TED | ثم أرادا عمل مزرعة أسماك ومجددًا رفض المجلس طلبهما. |
Hayır. Çarptıktan sonra, bir de benden özür dilememi istediler. | Open Subtitles | لا ، بعد أن اصطدم بي حاولوا إجباري على الاعتذار |
Onlar bunun nakit para olduğunu düşünmemi istediler, ama bence bu kazayı tetiklemek, göçük meydana getirmek için, kullanılan birşeydi. | Open Subtitles | أرادوني أن أعتقد بأنها تحتوي على أموال ولكنني أعتقد أنها كانت تحوي شيئاً استخدموه والذي أدى إلى وقوع الحادث الانهيار |
Ondan Sovyetler Birliği'ni yıkacak nükleer olmayan bir askeri strateji yaratmasını istediler. | Open Subtitles | لقد طلبوا منه تطوير إستراتيجية عسكريّة غير نوويّة التي ستطيح بالإتحاد السوفياتي. |
Grupla entegrasyonunu istediler, makinanın grubun üylerine göre davranmasını istediler, özellikle aksini değil. | TED | أرادو دمج الفرقة وذلك بأن تتصرف الآلة بأعضاء الفرقة تحديدا وليس بالعكس |
Petra'nın gelecek ayki kapağı için deneme çekimleri yapmak istediler. | Open Subtitles | لقد ارادو من عمل بروفة للتصوير بيترا لغلاف الشهر القادم |
Dükkan sahipleri yaptıklarını çok beğendiler, çok iyi sattı tekrar istediler. | TED | التجار أعجبهم تطريزها; كان مرغوبا بشكل كبير، لذا أخذوا يطلبون المزيد. |
Beni çağırdılar çünkü daha önce böyle bir şey gördüm diye bilmek istediler. | Open Subtitles | لقد إستدعوني لأنهم أرادوا أن يعرفوا لو أني رأيت شىء كهذا من قبل |
Benden, tıpkı babam, büyükbabam, amcam ve büyük amcam gibi, hâkim olmamı istediler. | Open Subtitles | أرادوا أن أكون قاضي مثل أبى و جدى و عمى و عمى الأكبر |
Onlar benden birşey istediler, ben de onlardan birşey istedim. | Open Subtitles | لقد ارادوا شيئاً ما مني وانا اردت شيئاً ما منهم |
Sadece daha iyisini üretebilmek için patentlere sahip olmak istediler. | Open Subtitles | لقد ارادوا فقط الأختراعات حتى يمكنهم ان يبنوا شيئا افضل |
Bütün gün aşağıda bekledik. Size bunu vermek istediler. | Open Subtitles | كنّا ننتظر في الأسفل طوال اليوم، أرادا إعطاءك هذه. |
İnsanlar korkmasın diye raporu yok etmek istediler ama ben buldum. | Open Subtitles | حاولوا التخلص من التقرير حتى لا يفزع العامة لكنّي حصلت عليه |
Benim geçit törenine katılmamı istediler, ama o zaman izleyemezdim. | Open Subtitles | أرادوني أن أركب في الموكب ، لكني قلت لو ركبت لن أتمكن من مشاهدته |
Akşam yemeğine kalmamı da istediler. | Open Subtitles | لقد سألونى فعلا لقد طلبوا منى ان أظل الى العشاء ايضا |
Makinanın hareketlerinin şarkının hissini takip etmesini istediler. | TED | أرادو أن تتوافق حركات الآلة مع شعور الأغنية |
Kutsal kitapların yerini kültüre vermek istediler. | TED | ارادو ان يستبدلوا الكتاب المقدس بالثقافة. |
Ve Sunita'nın gelip köydekilere bir konuşma yapmasını istediler. | TED | وكانوا يطلبون منها القدوم للتحدث إلى تجمع حشدٍ في القرية. |
Kötü niyetli değiller. Sadece bir iki değişiklik istediler. | Open Subtitles | إنهم ليسوا أشخاصاُ سيئين، إنهم يرغبون ببعض التعديلات فحسب. |
Ertesi gün o kadar iyi durumdaydı ki üzerinde test yapmak istediler. | TED | في اليوم التالي، كانت بصحة جيدة، وأرادوا أن يجروا لها بعض الفحوصات |
Benden bir fincan ballı çay yapmamı istediler. | Open Subtitles | .. عندما طلبا مني أن أصنع لهما الشاي بالعسل |
Benden, hayvanat bahçesine gitmemi ve olası bir kardiyak sebebi için hayvanın kalp görüntülerini incelememi istediler. | TED | سألوا إذا كان باستطاعتي القدوم إلى حديقة الحيوانات والقيام بتصوير قلب الحيوان للبحث في إمكانية ارتباط الأمر بالقلب. |
Ama diğerleri görüşmeyecek. O yüzden sana "Hoşça kal" demek istediler. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الأشخاص لن يروك مجددا لذا هم يريدون أن يودعوك |
Diğer savaş gazileriyle beraber gemiye binmemi istediler bir çeşit... deniz gösterisi için... | Open Subtitles | أنهم يريدونني أنضم لبعض المحاربين القدامي على السفينة أنه نوع من المشهد البحري. |