Acının derin tutkuların bir parçası olduğunu istemeyerek de olsa kabullenmişti ve duygularını ateşe atmaya hazırdı. | Open Subtitles | لقد تقبلت المعاناة عن مضض كخصم محتوم للحب العميق و كانت مستعدة لوضع مشاعرها بخطر |
Böylece, istemeyerek de olsa, Ölüm Görünmezlik Pelerini'ni vermiş. | Open Subtitles | لذا وعلى مضض سلم له الموت عباءة الاخفاء الخاصّة به |
İstemeyerek de olsa bu ödülde katkısı olanları sayayım. | Open Subtitles | لذا فإنني سأذكر على مضض مساهمة عدد من الأشخاص في الفيلم |
Diyordum ki dün burada bir iş yaptık ve istemeyerek... Affedersiniz, bayım. | Open Subtitles | كنت أقول ، أننا قمنا بعمل هنا بالأمس .. وعن غير عمد ، |
Diyordum ki dün burada bir iş yaptık ve istemeyerek... | Open Subtitles | كنت أقول ، أننا قمنا بعمل هنا بالأمس وعن غير عمد ، ... |
Bizi orada istemediğin için son dakikada istemeyerek bizi davet ettiğin partiyi mi demek istedin? | Open Subtitles | اوه, تعني الحفلة التي دعوتنا إليها بحسد في اللحظة الأخيرة لأنك لا تريدنا هناك؟ |
Ertesi gün istemeyerek Dr.G'yle olan ikinci randevuma gittim. | Open Subtitles | في اليوم التالي، وأظهر لي على مضض حتى لتعييني الثاني مع الدكتور G. |
- Biz de verdik. - İstemeyerek. | Open Subtitles | و الذي أعطيناهم إيام على مضض |
Sonunda üst komutanlık, istemeyerek de olsa nihai noktaya gelmek üzere, yani Washington'la Londra'ya Sovyetler Birliği'yle görüşmelere başlama talebimize razı geldi. | Open Subtitles | ... والقيادة العسكرية أخيراً، وعلى مضض ضمت صوتها لمطلبنا بالبدء فى... (مفاوضات مـع (الأتحاد السوفيـتـى |
'Tanıdığım ya da tanımadığım istemeyerek de olsa kırdığım herkesten özür dilerim.' | Open Subtitles | "أريد الاعتذار لكل أولئك" "الذين جرحتهم عن عمد أو بغير عمد" |
İstemeyerek yapılan kasıtsız adam öldürmeydi. | Open Subtitles | كان قتلاً بغير عمد |
- İstemeyerek. | Open Subtitles | - بحسد - |
- İstemeyerek. | Open Subtitles | - بحسد - |