| bunu yapmak istemiyordun ama benim yüzümden yapmak zorunda kaldın. | Open Subtitles | أنت لم ترغبي في مواجهة ذلك، ولكن كان عليك مواجهته، |
| Biliyordun! Bu nedenle gitmek istemiyordun. | Open Subtitles | كنت تعرفين أن هذا سيحدث ولهذا لم ترغبي في الرحيل |
| Madem insanların seni görmesini istemiyordun, neden oraya gittin? | Open Subtitles | عزيزتي, إذا كنتي لا تريدين أحد أن يراك لماذا ذهبتي إلى التلفزيون؟ |
| Kitaplar okudun, ve doğruğun yerden 5-10 km uzakta ölmek istemiyordun. | Open Subtitles | قرأت الكتب، ولم ترد أن تموت على بعد 5 أميال من مكان مولدك |
| Madem onu evlat edinmek istemiyordun, ne diye tüm bu testleri yaptırtırdın bana? | Open Subtitles | لو لم ترغب في تبنيه، لما تركتني أخضع لكل تلك الفحوصات؟ |
| Madem duymamı istemiyordun o zaman niye söyledin ki? | Open Subtitles | لم قلتِ هذا لو لم تريدي أن أسمعها ؟ |
| Yani buraya gelmek istemiyordun ama burasının seni dinleyebileceğim bir yer olduğunu düşündün. | Open Subtitles | ربما ستضطر للإصغاء إلي إذن أنت لم ترغبي أن تأتي إلى هنا لكنك اعتقدتِ أن هذا مكان |
| Kimsenin kız arkadaşı olmak istemiyordun... şimdiyse birinin karısısın. | Open Subtitles | لم ترغبي أبداً في أن تكوني صديقةً حميمة لأي شخص, و الآن أنتِ زوجة أحدهم |
| Onunla birlikte olmak istemiyordun ki. | Open Subtitles | حسناً أنتِ لم ترغبي أبداً أن تكوني معه في النهاية |
| O boktan okula gitmek istemiyordun ki zaten. | Open Subtitles | أنت لم ترغبي بارتياد تلك المدرسة المقرفة على أية حال |
| Çok pratiktin ve benim incinmemi istemiyordun. | Open Subtitles | أنتِ فقط كنتِ عملية جدا ولم ترغبي أن أتأذى |
| Benim olduğumu öğrenmeden önce yer almayı istemiyordun. | Open Subtitles | أنتِ لا تريدين أي جزء من هذا حتى اكتشفتِ بأنني تُضمّنت |
| Artık müzede çalışmak istemiyordun. | Open Subtitles | فقط ظننت أنك قلت أنك لا تريدين إتخاذ أي منصب في متحف |
| Bir parçası olmak istemiyordun zaten ama burada da bir parçası olarak durursun ancak. | Open Subtitles | لم ترد أن تشترك في ذلك لكن الاشتراك فيه هو ماهيّة اللحظة الراهنة. |
| Sen doktora gitmeyi bile istemiyordun. | Open Subtitles | لما لم ترد أن تذهب إلى الطبيبة حتى |
| Daha başta benimle evlenmek istemiyordun. | Open Subtitles | أنت لم ترغب مطلقاً بالزواج بالمقام الأول. |
| Onunla evlenmek istemiyordun. | Open Subtitles | إنك لم تريدي أن تتزوجينه ؟ |
| Aslında tecavüze uğramak istediğin için tecavüze uğramak istemiyordun. | Open Subtitles | تريدين ان تُغتصبى لإنك لاتريدين ان تُغتصبى |
| Benim acil aranacaklar listemde olmak istemiyordun. | Open Subtitles | لم تُرد أن يتّصلوا بكَ في الحالات الطارئة |
| Madem benimle gelmek istemiyordun neden bunu bana söylemek yerine haftasonu vardiyalarını üstlendin? | Open Subtitles | أعنى، إذا لم تكن ترغب أن تذهب معى لماذا لم تقل هذا و لماذا ترهق نفسك، بنوبات نهاية الإسبوع؟ |
| Yemeği dışarıda yemek istemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | هل أردت فعلاا ان لا ناكل فى الخارج ؟ اليس كذلك ؟ |
| Yaş günü hediyesi almak istemiyordun ama ben ısrar ettim. | Open Subtitles | لم تكن تريد شراء هديه عيد ميلاد له ولكنني اصريت |
| Hukuk okumak istemiyordun. Hatırlasana? | Open Subtitles | أنت لا تريد الذهاب إلى كلية الحقوق هل تذكّر؟ |
| Mutlu olursun sanmıştım. Onunla çıkmamı başından beri istemiyordun. | Open Subtitles | اعتقدت انك سوف تكون سعيداً انك لا تريد مني الذهاب معها الى اول مكان |
| Sen sadece yalnız kalmak istemiyordun. | Open Subtitles | فلم تودّ أن تُمسي وحيدًا لا أكثر. |