Benden sonra psikolog seninle görüşmek isteyecektir. Eminim bununla oldukça eğlenir. | Open Subtitles | سيرغب الأخصائي النفسي بمقابلتكِ لاحقاً سيكون لديه يوم كامل لفعل هذا |
Siz öyle diyorsanız... yine de eminim komutanım da sizinle konuşmak isteyecektir. | Open Subtitles | كما ترغبين رغم ذلك, أنا متأكد من أن قائدي سيرغب بالتحدث إليكِ |
İnan bana satmak istediğim şeyi almak isteyecektir. | Open Subtitles | و ما أريد أن أبيعه له ، صدقنى سيريد أن يشتريه |
Crassus'un pahalı zevkleri vardır. Bir gösteri isteyecektir. | Open Subtitles | كراسوس تذوقه مكلف سيريد عرض لبعض الأنواع |
sonuçlarınızı gönderirim, ancak, eminim kendisi sizi bazı testlerden geçirmek isteyecektir. | Open Subtitles | سأرسل نتائج فحوصاتك لكني واثق أنها سترغب بإجراء فحوصات خاصة بها |
Tren, istasyondan ayrıldığında, Times gazetesi, trene binmek isteyecektir. | Open Subtitles | عندما يغادر القطار المحطة ان التايمز, تلك السيدة الطيبة الرمادية ستريد ان تركب |
Şunu söyleyebilirim ki, Majesteleri, İngiltere'nin en büyük sporcusuna ...minnettarlığını göstermek isteyecektir. | Open Subtitles | و أعتقد أن صاحب الجلاله سيود أن يبدي إمتنانه لأعظم رياضي إنجليزي |
Aldanmayın. Bizi hala mutlu eşler ve anneler olarak görmeyi isteyecektir. | Open Subtitles | لا تنخدعوا، ما يزال يود رؤيتنا كزوجات وأمهات سعيدات، إعترف بذلك |
-Çünkü yardım etmemi isteyecektir. | Open Subtitles | لأنه كان سيطلب مني أن أفعل الأن هذا ما لا أصدقه |
Moffitt tabii ki ulusal yazı işleri masası için bu hikayeyi isteyecektir onu artık bir şeye benzettiğimize göre. | Open Subtitles | بالتأكيد موفيت سيكون راغبا في القصة من أجل قسم الاخبار القومية سيرغب فيها بعد أن بذلنا نحن الجهد في إعدادها |
Ama eninde sonunda yine bir köpek isteyecektir,çünkü tavuklar arabaların peşinden koşmazlar... | Open Subtitles | ولكنه في الأخير سيرغب في كلب آخر لأن الدجاجات لاتطارد السيارات |
Kova ısınınca fare dışarı çıkmak isteyecektir. | Open Subtitles | عندما يسخن الدلو بما يكفي سيرغب الجرذ بالخروج |
İngiliz Başbakanı'nı bilgilendirmek isteyecektir. | Open Subtitles | مؤكد أنه سيرغب بإبلاغ رئيس الوزراء البريطاني |
- Ona da mı hisse vereceğiz? - Bizi götürürse pay isteyecektir. | Open Subtitles | سيقول إنه سيريد نصيبا - سيفعل ذلك ماذام سيوصلنا إلى هناك - |
Paris'in belli başlı yerlerini gezmek isteyecektir. | Open Subtitles | اٍنه سيريد أن يرى المواقع الرئيسية في باريس |
Caesar doğru yapmak isteyecektir. Aptal gibi görünmek istemez. | Open Subtitles | سيزار سيريد أن يتم عمله بشكل صحيح انه لن يريد ان يظهر مثل الأبله |
Tabii. İnan bana, Amerika'daki her adam bundan bir tane isteyecektir. | Open Subtitles | نعم، صدقيني كل رجل في أمريكا سيريد الحصول على واحدة |
Ama bir gün ailesine bunu kimin yaptığını bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | لكنها يوماً ما سترغب في معرفة من فعل هذا لوالديها |
İyileşince oraya gitmek isteyecektir. | Open Subtitles | ستريد الذهاب هناك .. عندما تصبح بحال أفضل |
Eğer onu gelmesi için zorlarsam, yine kaçmak isteyecektir. | Open Subtitles | اذا اجبرتيه على العوده سيود الهروب مجددا |
Sanırım komiser de bunu duymak isteyecektir. | Open Subtitles | أعتقد ان المفوض يود ان يسمع ذلك ايضا الى اللقاء |
Bizi geri çevirirsen eğlence planlarını kimin bozduğunu öğrenmek isteyecektir. | Open Subtitles | والآن، لو انك تركتنا نذهب بعيداً فهو سيطلب معرفة من افسد عليه مخططات اللهو. |
Eminim ki senin gibi özverili görünen bir hayranla tanışmak isteyecektir. | Open Subtitles | أنا متأكّدة أنّها ستود أن تقابل معجبين مخلصين مثلكِ |
Çünkü bir şey yapmam gerek ve bana yardım etmek isteyecektir. | Open Subtitles | لأنّي يتعيّن أن أفعل شيئًا، وهي ستودّ أن تساعدني. |
Bir sürü insan bu anlaşmayı yapmak isteyecektir Fakat bizim bir geçmişimiz var | Open Subtitles | والكثير من الناس سيريدون عمل هذا التعاقد لكن التاريخ بجانبنا |
Pakistan, Hindistan'ı haritadan silmek için insansız hava aracı teknolojimizi isteyecektir. | Open Subtitles | باكستان ستطلب تكنولوجيا الطائرات بدون طيار لتمسح الهند من الخريطة للأبد |
Skinner'ın görülecek herşeyi görüp görmediğini bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | سوف يرغب بمعرفة إذا رأى سكينر كل ما يلزم رؤيته. |
Bu yeni Asgard silahlarını ne kadar çabuk seri üretebileceğimizi öğrenmek isteyecektir. | Open Subtitles | سيودّ أن يعرف مقدرتنا على إنتاج نسخ أخرى من هذه الأسلحة |
Hem Gibbons henüz kimin yaptığını öğrenmediyse, elbet bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | وفوق ذلك إذا لم يعرف (قيبنز) مسبقاً من الذي أعطى الأمر، فسيريد أن يعرف.. |
Kont Douku ölmemi her zamankinden daha çok isteyecektir. | Open Subtitles | الكونت دوكو سوف يريد ان يراني ميت اكثر مما سبق |