Sen kendin için yaşamımı sorgulamamı isteyemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تطلب مني تبرير حياتي إليك |
Ayrılmak üzere olduğu birinden karaciğerinin yarısını isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن تطلب من المرأة التي ستترك التبرع نصف كبدها |
Arınmak için çok uğraştı. Ondan bunu isteyemezsin. | Open Subtitles | لقد كافح بجد كي يكون نظيفاً لا يمكنك أن تطلب منه فعل هذا |
Yasta olan birinden 50 dolar isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك طلب 50 دولاراً من شخصٍ في حالة حداد |
Evlenmediğin birinden evlendiğin kişiye kazık atmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | وأنتم لن تلجأوا إلى الشركات التي ليس لها علاقة بكم وإنّما للتي لها علاقة حتى تستغلوها |
Buraya bu kılıkta girip bira isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تأتي متأنقاً بهذا الزي وتطلب البيرة فقط |
Bu pislik torbasına bebek bakıcılığı yapmamı isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الطلب مني بأن أجالس كيس الأوساخ هذا |
Ama sen benden seninle ilgilenmeyi kesmemi isteyemezsin. | Open Subtitles | ولكن يا عزيزتي لا يمكنكِ أن تطلبي مني أن أتوقف عن الإعتناء بكِ |
Eğer yaptıkların için tamamen üzgün değilsen affedilmeyi isteyemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيع طلب المغفرة عنهم كلهم إذا لم تكن فعلاً نادماً |
Benden bunu isteyemezsin. Kimseden isteyemezsin... başka ne yapabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنك أن تطلب مني هذا لا يُمكنك أن تطلُب ذلك من أي شخص |
Evet baba, annem haklı. Birisini kovarken ondan senin duygusal durumunu anlamanı isteyemezsin. | Open Subtitles | كلا يا أبي ، أمي على حق ، لا تستطيع أن تطلب من أحدهم أن يعتني بك عاطفياً ، عندما تقوم بطرد أحدهم |
Dostum bir kızdan sırf kolaylık olsun diye yanına taşınmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | ياصاح، لا يمكنك أن تطلب من فتاة الانتقال للعيش معك فقط لأن الأمر ملائم. |
Bizi kaçınılmaz şekilde tekrar savaşa sokacak yeni bir ülkenin kuruluşunu desteklememi isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يسعني أن تطلب مني دعم إنشاء دولة جديدة وهذا سيجلبنا حتما إلى الحرب مرة أخرى |
Böyle bir şey isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تطلب من شخص تغيير إسمه |
- O güne kadar beklememi isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن تطلب مني أن أنتظر هذا |
Bizden bunu isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تطلب منا أن نفعل ذلك |
Benden bunu yapmamı isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تطلب منّي فعل هذا |
- Terfi isteyemezsin işte. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تطلب من أحد أن يرقيك |
Öylece gidip Prens Doran'den kızı geri vermesini isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تطلب من الأمير "دوران" أن يعيدها فحسب |
Ayaklarımızı arkamıza bağlayıp koşmamızı isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك طلب التقدم في الحل وأنت تقيدنا |
Anne, Maura'dan bunu yapmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | ماما ، لا يمكنك طلب ذلك من مورا |
Evlenmediğin birinden evlendiğin kişiye kazık atmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | وإجراءات الإنحلال الخاصة بهم وأنتم لن تلجأوا إلى الشركات التي ليس لها علاقة بكم وإنّما للتي لها علاقة حتى تستغلوها |
Kapımı öylece çalıp 135,000$ isteyemezsin. | Open Subtitles | لايمكنك طرق بابي وتطلب مني 135 ألف دولار |
Orada çalışmalarını isteyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الطلب من الناس العمل هناك. |
Benden para isteyemezsin. Baban değilim. | Open Subtitles | لايمكنكِ أن تطلبي الأموال أنـا لست والدكِ |
Seninle kardeşim arasında seçim yapmamı isteyemezsin! | Open Subtitles | أنت لا تستطيع طلب منني الإختيار بينكم وعائلتي! |