Onbinlerce olmasa da binlerce istihdam yaratmaktadır. | TED | لقد خلقت آلاف , إن لم يكن عشرات الألوف من الوظائف. |
Çünkü bir uğraşları yoktur. Yani genç adamların istihdam edileceği iş olanakları yaratmak için yöntemler lazım. | TED | أذا نحن نحتاج إلى خطوات لتوفير الوظائف للشباب العاديين، وبسرعة |
Eksik olan sadece istihdam değil aynı zamanda mesleki gelişimi de sağlayan iyi işler. | TED | ما نفتقر إليه حقًا هو الوظائف الجيدة التي لا تضمن التوظيف فقط ولكن النمو المهني أيضًا. |
Hidrolik kırılma istihdam ve dışa bağımsızlık sağlandığı için mi? | Open Subtitles | لإنها تُساعد على خلق فرص عمل ومنح إستقلال للطاقة ؟ |
McCuddin Hava Üssü onun bölgesinde 3000 kişiye istihdam sağlıyor. | Open Subtitles | قاعدة ماكدين الجوية توظف 3000 شخص من مقاطعته. |
Bunun anlamı; bu girişimci daha fazla sayıda Ganalı'yı istihdam edebilecek. | TED | وهذا يعني انه سيكون قادرا على توظيف المزيد من الغانيين. |
Ve hükümetin basın açıklamasına göre, daha fazla istihdam yaratacak. | Open Subtitles | وخلق المزيد من فرص العمل، وفقاً لبيان صحفى من الحكومة |
En ileri teknolojiye, güçlü öğrenme fırsatlarına ve bu sert ekonomide gerçek istihdam imkanlarına sahip olan Concordia'nın, Ziyaretçiler için çok iyi bir fırsat olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | و فرص التعليم الفعّال، و الوظائف الحقيقيّة، في اقتصادٍ صعب، هي نجاحٌ ساحق للزائرين. |
Benim istihdam yaratmamı istiyorsunuz ama elimden işimi alarak bunu imkansız kılıyorsunuz. | Open Subtitles | انت تريدنى ان ازود الوظائف وانت تريد ان تجعله مستحيلا على ان امتلك وطائف جديده لازودها |
Başkanın yeni düzeni yüzlerce istihdam sağlayabilir ve bu istihdam şu anki sakinlere yarayabilir. | Open Subtitles | إعادة تطوير العمدة قد تخلق المئات من الوظائف التي تأتي في النهاية مع المساكن المحلية |
En çok oy aldığı bölgelere istihdam sağlıyor bu da onu insanların gözünde kahraman yapıyor. | Open Subtitles | ليجلب الوظائف بمكان وجود مصوتيه ويجعل من نفسه بطل المدينه |
Lakin Kongredeki bilgi kaynaklarımıza göre önümüzdeki birkaç ayda ayrıntılarına vakıf olacağımız bir istihdam programı ile ilgili olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | ولكن مصادر بـالكونغرس تقول بإنه سيركز على مبادرة الوظائف التي خطط لكشفها منذ عدة أشهر |
Şimdi, benim vizyonum kurumsal açgözlülüğün üstesinden gelmek en çok ihtiyaç duyanlar için zam vermek ekonomiyi büyüterek, istihdam yaratmak emeklilik ve sağlık politikaları ile insanları soymak değil. | Open Subtitles | والآن, رؤيتي أنا هي مواجهة طمع الشركات وزيادة الرواتب لمن يحتاجها وخلق الوظائف بتحسين الاقتصاد |
İskan, elektrik ve taşımada istihdam yaratan büyük yatırımlar yapıldı. | TED | وكان هناك استثمارات ضخمة خلقت مجالات عمل كثيرة في مجالات الإعمار والكهرباء والمواصلات. |
- Valinin 59 puanlı iş planı ilk döneminde 12 milyon istihdam sağlayarak işsizlik oranını neredeyse yarıya indirecek. | Open Subtitles | خطة عمل الحاكم ذات الـ59 نقطة ستتيح 12 وظيفة جديدة في فترته الرئاسية الاولى مما يقلص معدل البطالة إلى النصف |
Fakat resmi olarak işçi istihdam etmemeyi, veya fabrika sahibi olup, sorumluluktan uzak yüksek karlar elde etmelerini güvencesiz istihdamı, felaket fabrikalarını ve işçilerin sürekli şiddet görmesinin sonuçlarını nasıl önleyeceksiniz. | Open Subtitles | ولكن كيف حالك رسميا علامات لا توظف العمال، أو أنها تملك أي المصانع حيث أنها تنتج، أنها يمكن أن تحقق أرباحا طائلة، |
Başkent Kampala'da, diğer insanlara istihdam sağlayan bir işe sahip %21 oranında mülteci gördük. Bu işverenlerin %40'ı ev sahibi ülkenin vatandaşları. | TED | في العاصمة كمبالا، وجدنا أن 21 في المئة من اللاجئين يملكون الأعمال التجارية التي توظف أشخاص آخرين، و 40 في المئة من هؤلاء الموظفين من مواطني البلد المضيف. |
Ve böylece 2000 senesinde yapmayı kararlaştırdığımız şey, bunların hepsini bir şekilde birleştirmekti, yeni bir görevli kategorisi istihdam ederek, yani ilk "şiddet müdahalecileri" olarak. | TED | والشئ الذي قررنا القيام به في عام 2000 هو وضع هذا معا بطريقة توظيف الفئات الجديدة من العمال، والأول ايقاف العنف. |
Şirketlerin yardımcı olabileceği diğer konuysa mağdurlara istihdam sağlamak. | TED | توظيف الناجين هو طريقة أخرى يمكن لأي شركة القيام بها. |