Yükselen rekabet ve Avrupa'dan silah sızması bugüne kadar devam eden savaş ve istikrarsızlık halini körükledi. | TED | و خلق ذلك مرة أخرى تدفقاً للأسلحة الأوروبية والتي تغذي الحروب وعدم الاستقرار في افريقيا الذي لا يزال حتى يومنا هذا |
Kitlesel göçler ve kaynak kıtlığı şiddet, savaş ve siyasi istikrarsızlık riskini arttırıyor. | TED | إن اللجوء الجماعي وندرة الموارد يزيدان احتمالية العنف، والحرب، وعدم الاستقرار السياسي |
"İzlanda'da Malî İstikrar" iken "İzlanda'da Malî İstikrarsızlık" olmuş. | Open Subtitles | من الاستقرار المالى فى أيسلندا إلى عدم الاستقرار المالى فى أيسلندا |
Bir sorun daha var: Her bir taş, siz tam içinden geçerken göçme ihtimali doğuran geçici bir istikrarsızlık oluşturuyor. | TED | وهناك مشكلة أخرى: كل عقدة فردية تخلق عدم استقرار زمني مما يُثير احتمال انهيار البوابة أثناء عبورك لها. |
Floransa'da istikrarsızlık var, bir yenisini daha ekleyemem. Zaten isyanı çıkması çok yakın. | Open Subtitles | لا يمكن أن أتسبب في عدم استقرار "فلورنسا" بينما نكون قريبين جدًا من تمرد شعبي |
Muhtemelen bir moleküler istikrarsızlık belli bölgeleri saydam hale getirmiş. | Open Subtitles | من المحتمل بعض عدم الإستقرار الجزيئي احثت بالناكيد مناطق شفّافة |
Bu iklimle alakalı afetler ayrıca jeopolitik sonuçlar ve istikrarsızlık da yaratıyor. | TED | لدى الكوارث المتعلقة بالمناخ عواقب جيوساسية أيضاً وتُحدث عدم الإستقرار. |
Karınızda duygusal istikrarsızlık vardı. | Open Subtitles | زوجتك كانت تعاني من تاريخ .عدم الاستقرار العاطفي |
İnsanları sürekli farklı yerlere atayıp, istikrarsızlık yaratmaya deniyor. | Open Subtitles | يعنى نقل الناس من وظائفهم بشكل سريع, لخلق حالة من عدم الاستقرار. |
Bu aralar daha çok huzursuzluk ve istikrarsızlık ülkesi. | Open Subtitles | و مؤخراً .. مثل أرض الاضطرابات الاجتماعية وعدم الاستقرار |
Ekonomik istikrarsızlık zamanında? | Open Subtitles | في زمن من عدم الاستقرار الاقتصادي؟ |
İstikrarsızlık bizim işimiz. | Open Subtitles | عدم الاستقرار لهو من مصلحتنا |
- İstikrarsızlık ve olay. | Open Subtitles | -بل عدم الاستقرار العقلي والأداء المسرحي . |
- Temeldeki istikrarsızlık? | Open Subtitles | - عدم استقرار الدواعم ؟ |
Doğru mu? 2020 yılına kadar, iklim değişimi ve siyasi istikrarsızlık sebebiyle 200 milyonun üzerinde mülteci olmasını bekliyoruz. | TED | صحيح؟ نحن نتوقع الحصول على ما يصل ل 200 مليون لاجئ بحلول عام 2020 بسبب تغير المناخ وعدم الإستقرار السياسي. |
Varsayımsal istikrarsızlık üzerinde çalışıyoruz ama bence daha ilginç olan hikaye demokrasinin başlangıcı. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع فرضية عدم الإستقرار لكن الأمر الأكثر إثارةً هو "الديموقراطية الناشئة" |
Savunma, duygusal ve akli istikrarsızlık adı verdikleri şeyi öne sürdüler. | Open Subtitles | الدفاع تحدث عن إنعدام الإستقرار العاطفي و العقلي. |
Yaşlanan nüfusla beraber, ekonomik istikrarsızlık, sağlık sistemindeki gerilim, uzun vadeli kronik bakım ihtiyaçlarının artması, ailedeki bakıcıların önem ve taleplerini daha da arttırıyor. | TED | مع مجتمع من المسنبن وعدم الإستقرار الإقتصادى والضغوط على النظام الصحي وازدياد حاملي الأمراض المزمنة والذين فى حاجة إلى من يعتنى بهم الضرورة و الحاجة إلى مقدمي رعاية أسرية أصبحت أكبر من أي وقت مضى، |