Yani istiridyelerden ilham aldık, ama ben istiridyenin yaşam sürecinden de ilham aldım. | TED | هكذا كانت نستلهم من المحار، ولكن أنا أيضا كنت مستلهمة من دورة حياة المحار. |
İstiridyenin sadece bir incisi vardır, onda daha fazla var. Bana caz yapma, Tim. | Open Subtitles | بل أسعد ، المحار لديه لؤلؤة واحدة فقط ، وهي لديها الكثير |
Şükür ki istiridyenin nasıl koktuğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنني لا أعرف رائحة صلصة المحار |
Küçük bir pislik parçası bir istiridyenin içine girer. | Open Subtitles | قطعة صغيرة من حصى تستخرج من المحار |
İstiridyenin afrodizyak olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين أنّ المحار يفتح الشهيّة؟ |
Bir kum tanesi, istiridyenin içine girer ve onu rahatsız eder. | Open Subtitles | حبة رمل تدلف إلى المحار وتهيج الصدفتين، |
İstiridyenin insanı iyice kıpır kıpır yaptığı söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن المحار يجعل العصائر تتدفق |
Lezzetli istiridyenin kabuğunun hediyeleri. | Open Subtitles | أكلت نصف صدفة من المحار الشهي |
Lezzetli istiridyenin kabuğunun hediyeleri. | Open Subtitles | أكلت نصف صدفة من المحار الشهي |
Istiridyenin dudaklarindan inciler fiskiriyor | Open Subtitles | "اللآلىء تلمع من شفاه المحار" |
İstiridyenin olayı budur. | Open Subtitles | بالأخص "المحار". |
Orası istiridyenin vatanıdır. | Open Subtitles | مصدر المحار |