"istiyorlarmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • يريدون
        
    • أرادوا
        
    • يريدونه
        
    • يطلبون
        
    • يريدان
        
    • يطالبون
        
    • يُريدون
        
    • ويريدون
        
    • قالوا أنّه عليهم أن
        
    Lütfen yavaşlayın diyor işgalcilere karşı savaşabilmek için hayatta kalmak istiyorlarmış. Open Subtitles لأنهم يريدون البقاء على قيد الحياة لمحاربة الغزاة.
    Daha sert birini istiyorlarmış. Open Subtitles قالوا يريدون شخص أقوى لذا سوف أغادر للبيت
    Seninle konuşmak istiyorlarmış. Open Subtitles أبي, هناك شرطة في الخارج و يريدون التحدث إليك
    Anchorenalar'ın sarayı parkın diğer tarafındaymış ve bazilikanın yanına bir yenisinin yapılmasını istiyorlarmış. Open Subtitles و كان قصر الناسكة على الجانب الآخر من الحديقة و أرادوا بناية جديدة بجوار الكنيسة
    Banka ile bağlantı kurun, bakalım ne istiyorlarmış. Open Subtitles أتصلي بالمصرف ، ولنرى مالذي يريدونه بالضبط
    Dostum '30 lar aradı Dillerini geri istiyorlarmış. Open Subtitles يا رجل, حقبة الثلاثينات عادت وهم يريدون استعادة مجدهم
    Röportaj yapmak istiyorlarmış... sana iki kez yazmışlar, üç defa da aramışlar. Open Subtitles تقول بأنهم يريدون مقابلة, وأنهم كتبوا مرتين وإتصلوا بك ثلاث مرات
    Öyle demek istemediler. 70'ler aradı. Bebeğini geri istiyorlarmış. Open Subtitles السبيعنات تناديك يريدون عودتك طفلك اليها
    Katı çöplerde taşıma ücretini artırmak istiyorlarmış. Open Subtitles يريدون زيادة سعر الإكراميّة مجدداً على نقل النفاية الصلبة
    Basit mimari ögelerini tekrar istiyorlarmış. Open Subtitles انهم يريدون اعادة عناصرهم المعماريه الاساسية.
    - Ann Margret oynamayacak. Ama kare kare sahnenin aynısını istiyorlarmış. Open Subtitles حسناً لن تكون هي ، لكنه يريدون شيئاً مطابق لهذا المشهد ، كما يقولون
    Yani bu işi senin çiftçi çocuğun yapmasını istiyorlarmış gibi görünüyor. Open Subtitles على ما يبدو، أنهم يريدون صبي المزرعة أن يفعل ذلك.
    Onları isteyen bir çocuk istiyorlarmış ve senin istemediğini söylemişler. Open Subtitles ، هم يريدون طفل يريدهم وهم أستطاعوا أن يلاحظوا بأنك لا تريديهم
    Polis, şoförümle görüşmüş. Beni, koruma maksadıyla gözaltına almak istiyorlarmış. Open Subtitles الشرطة كانت تتحدث مع سائقي وعلى ما يبدو يريدون أخذي إلى الحجز الوقائي
    Ekinleri bozulmadan önce hasat kaldırmak için eve dönmek istiyorlarmış. Open Subtitles يريدون العوده لديارهم ليحصدوا المحاصيل قبل تتلف
    Biliyorsunuz, bu sene daha sıcak ve sevimli olmak istiyorlarmış. Open Subtitles أتعلمان، لقد أرادوا شخصاً أكثر حماساً ومحبوباً هذا العام.
    Hangi dükkânın Yahudilere ait olduğunu bilmek istiyorlarmış. Open Subtitles أرادوا أن يعرفوا أية متاجر كانت ملكاً لليهود، للسجلات.
    Banka ile bağlantı kurun, bakalım ne istiyorlarmış. Open Subtitles أتصلي بالمصرف ، ولنرى مالذي يريدونه بالضبط
    5 milyon dolar istiyorlarmış sağ salim dönmesi için. Open Subtitles إنهم يطلبون 5 ملايين دولار لعودتها سالمة
    Hâlâ bir kalbin var mı öğrenmek istiyorlarmış. Open Subtitles يريدان أن يعلما هل ما زال لديك قلب أم لا
    Bırakmak içinde fidye istiyorlarmış. Open Subtitles هم يطالبون بمالهم لذا استقل الرجل العجوز ,اول طائرة
    Sanatın kimsenin umurunda olmadığını söylüyor. Hepsi ünlü birer şef olup kendi televizyon programlarını yapmak istiyorlarmış. Open Subtitles يقول أنّ لا أحد يهتم بالفنّ، وجميعهم يُريدون أن يكونوا طُهاة مشاهير،
    Maşatlı altı kişi beni kovalamaya başladı, benimle konuşmak istiyorlarmış. Open Subtitles كان لدي ستة أشخاص يطاردونني بالمناجل إلى الأسفل، ويريدون التحدث معي.
    Rosie'nin odasına bakmak istiyorlarmış. Open Subtitles قالوا أنّه عليهم أن "يبحثوا في غرفة "روزي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more